Dini ve dünyevi hayatımızda gece ibadetinin çok mühim bir yeri vardır.
Gece ibadeti deyince, Farz namazlara ve ibadetlere ilave olarak gecenin seher vaktinde uykudan kalkıp, Allah rızası için namaz kılmak dua etmek, tevbe, İstiğfar, zikir ve tesbihle meşgul olmak gibi güzelliklerin hepsini içine alır.
Bunlar ebedi hayatımızı kazanmamızda çok mühim olduğu gibi dünyalık işlerimizde de gece yapılan dua ve ilticalar çok tesirlidir.
Ayeti kerime ve hadisi şeriflerde seher vakti istiğfar edenlerden övgü ile bahsedilir.
Gece ibadetlerinde akla ilk gelen ise teheccüt namazıdır.
Teheccüt namazı, gece uykudan kalkıp, Allah rızası için kılınan nafile bir namazdır.
En azı iki rekattır. İkişerli olarak 12 rekata kadar kılınabilir.Tavsiye edilen ise altı rekâttır.
Vakti, gündüzün öğle vakti hangi saatte giriyorsa gece ona tekabül eden vakittir. Onun için hasbelkader gece geç saatte uyanık kalmış olanlar hiç değilse iki rekât olsun kılabilirler. Bu da çok faziletlidir.Ama esas olan, seher vakti insanlar uykuda iken Allah için kalkıp bu namazı kılmaktır. İsra Suresinde şöyle buyrulur:
Ey Habibim, (Beş vakit namaza ilaveten) Gecenin bir kısmında da kalk;
sana mahsus bir nafile olmak üzere, Kur’ân ile teheccüd namazı kıl, Umulur ki Rabbin seni Makam-ı Mahmud’a ulaştıracaktır. (İsra-79) Ayeti kerimede Resululah(sav)e beş vakit namaza ilave olarak teheccüt namazı da emredilmiş; karşılığında da cennetin en büyük makamı olan Makam-ı Mahmut va’dedilmiştir. Makâm-ı Mahmud; en büyük şefaat makamıdır.
Sevgili Peygamber Efendimiz (sav)in Cennetteki hususi makamıdır.
Bu makam için Ona teheccüt namazı emredilince;
“Makamı Mahmuda teheccüt namazı ile çıkılacağı anlaşılmaktadır.”
Onun için Cennette O’na yakın olmak isteyenler, bu namaza hep ağırlık verirler, seher vaktindeki muazzam tecelliyattan nasiplerini almak isterler.
Bundan mahrum kalmak İmanın, İslam’ın kemalatından ve bu vakitteki pek çok ilahi ikramlardan da mahrum kalmaktır.
Seher vaktindeki tecelliyatla alakalı, bir Hadisi şerifte şöyle buyrulur:
“Allah Tebâreke ve Teâlâ, her gece, gecenin son üçte biri kalınca dünya semasına tecelli eder ve şöyle buyurur: Mülkün sahibi benim! Kim bana duâ ederse, ona icabet ederim. Kim ki benden isterse ona veririm. Kim istiğfar ederse onu bağışlarım. Tan yeri ağarıncaya kadar bu böylece devam eder.” (Tirmizî, Namaz, 326)
Secde suresinin 16. ve 17. ayeti kerimelerinde mealen şöyle buyrulur;
“(Bizim âyetlerimize iman edenler öyle kimselerdir ki) Onların vücutları (gece teheccüt namazı kılıp ibadet etmek için,) yataklarından uzaklaşır, korku ve ümit içinde Rablerine dua ederler ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan (Allah yolunda) hayra sarf ederler. Onların dünyada yaptıkları bu fedakârlıklara karşılık; kendilerini mutlu edecek, gözlerini aydın kılacak, gönüllerini ferahlatacak, Allah katında ne gibi mükâfatların, ne büyük nimetlerin saklandığını hiç kimse bilemez.”
Görülüyor ki; Gece tatlı uykumuzdan, yine uyku gibi tatlı gelen paramızdan ve dünyalıklarımızdan küçük bir fedakârlık yapmak, bizlere ne muazzam kazançlar sağlıyor. Üstelik bizim fedakârlıklarımız basit ve geçici;
Rabbimizin ikramları ise çok büyük ve ebedidir.
Bilal-i Habeşi Hz. nin Rivayet ettiği Hadis-i Şerifte şöyle buyrulur:
“(Ey ümmet ve ashabım)Size geceleyin kalkıp ibadet etmeyi tavsiye ederim. Çünkü o, sizden önce yaşayan sâlihlerin âdetidir; Rabbinize yakınlık (vesilesi) dir; günahlardan koruyucudur; kötülüklere keffârettir,
ve bedenden hastalığı kovucudur.” (Tirmizî)
Mevsim itibarı ile en uzun geceleri yaşamaktayız. İmsak kesilip sabah namaz vakti girmesi, bu günlerde 06.30’ları geçiyor.
Vakitlice kalkıp, elimizi çabuk tutup teheccüd namazı, istiğfar, dua gibi vazifelerle daha çok meşgul olup, ayeti kerimelerdeki muazzam müjdelere kavuşabiliriz. Bu fırsatları heba etmeyelim.
Seher vakti Mevla’mızın huzuruna kabul ettiği, gözyaşı döken; sayısız nimet ve ihsanlara gark olan nasipli kullardan olmak için gayret ve dua edelim.
Beğendiyseniz paylaşabilirsiniz. "Hayra vesile olan yapan gibidir."H.Ş. (Tirmizî, İlm, 14.)