Kategori arşivi: HADİS-İ KUDSİ

SELÂMETİN YOLU

 Allâhü Teâlâ, bir hadîs-i kudsîsinde şöyle buyurmuştur:

“Ey Âdemoğlu! Kanâat edersen, kimseye muhtaç olmazsın. Hasedi terk edersen, rahat edersin. Haramlardan sakınırsan dîninde ihlâslı olursun. Gıybeti terk edersen muhabbetime mazhar olursun. İnsanlardan uzaklaşan onlardan selâmet bulur. Sözü az olanın aklı kemâle erer. Aza râzı olan Allâhü Teâlâ’ya güvenmiş olur. 

Ey Âdemoğlu! Sen bildiğinle amel etmez iken hâlâ amel etmeyeceğin ilmi nasıl tahsil edersin!

Ey Âdemoğlu! Yarın ölmeyecek gibi dünya için çalışırsın, sanki dünyâda ebedî kalacak gibi mal toplarsın.

Ey dünyâ! Sana düşkün olanı mahrum et. Senden yüz çevirene de sen yönel. Sana bakanların gözlerine tatlı görün.”(el-Mevâiz fi’l-ehâdîsi’l-Kudsiyye, İmâm Gazâlî) 

/ FAZİLET TAKVİMİ Salı-25-Haziran-2019

Allahü Teala’nın, kulunu insanlara muhtaç etmemesi nasıl olur?

 

h-kudsiKulundan değil Rabbimizden istemek.(Maksudun Cenab-ı Kibriya Olsun.) tıklayınız…

İhlas ve Riya tıklayınız…

AĞLA EY NEFİS! tıklayınız…

Hayati Ders : Namazın Önemi tıklayınız…

Müslüman amel etmeden nasıl ecir ve sevap kazanır? Muhtelif Hadis-i Kudsiler

Şeddad bin Evs (RA)’den… Rasûlullah (SAV)’ Efendimiz’in şöyle buyurduğunu işittim:
Aziz ve Celîl olan Allahü Teâlâ buyurur ki;
Mü’min kuluma belâ verdiğim halde bana hamdeder ve uğradığı belâya sabrederse, anasından doğduğu gibi günah ve hatalardan temizlenmiş olarak yatağından kalkar.”
Ve Allahü Teâlâ hafaza meleklerine buyurur ki;
-”Şu kulumu belâya uğratıp ibadetinden alıkoydum. O kulum sıhhatli iken yazdığınız ecir ve sevabı kendisi için şimdi de yazınız!”

****

Ebû Hüreyre (RA), Rasûlullah (SAV)’den şöyle rivayet etmiştir:
Allahü Teâlâ buyurdu:
Kulum bir hasene (iyilik) yapmaya niyet ve kasdeder de bir mani zuhuru ile ona muvaffak olamazsa, onun için bir hasene (sevap) yazarım.
Azim ve iradesini yönelttiği o iyiliği işlediğinde, ondan yediyüze kadar sevap yazarım.
Bir kötülük kasdeder de yapmazsa, aleyhine bir şey yazmam.
Eğer niyet ve azmettiği o kötülüğü yaparsa, bir günah yazarım
.”

****

Ebû Hüreyre (RA), Rasûlullah (SAV) Efendimizden, Allahü Teâlâ’nın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
Mü’min kuluma belâ verdiğimde, kendisini ziyarete gelenlere Ben’den şikâyet etmezse, onu uğradığı belâdan kurtarırım. Sonra eti ve kanı yerine, evvelkinden daha hayırlı et ve kan veririm. Ondan sonra, o kimse yenilenmiş olarak amele başlar…”

****

Enes (RA), Rasûlullah (SAV)’in şöyle buyurduğunu rivayet ediyor:
Muhakkak Rab Sübhânehû ve Teâlâ buyurdu:
İzzet ve Celâlime kasem ederim ki, mağfiret etmeyi murad ettiğim kulumu, rızkında darlık ve vücudunda hastalıkla mübtela eder; boynundaki bil cümle hata ve günahlarını almadıkça dünyadan çıkarmam.”

****

Ebû Hind ed-Dârî (RA), Rasûlullah (SAV)’in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
Allahü Teâlâ buyurdu:
Verdiğim kazaya razı olmayan, bela ve musibete sabretmeyen, kendisine benden başka Rab arasın!”

****

Enes (RA), Rasûlullah (SAV)’den şöyle rivayet etmiştir:
Allahü Teâlâ buyurdu:
Kulum bana bir karış yaklaşırsa, Ben ona bir arşın yaklaşırım. O, Bana bir arşın yaklaşırsa, Ben ona bir kulaç yaklaşırım. O Bana yürüyerek gelirse, Ben ona koşarak gelirim.”

****

Muaz (RA), Rasûlullah (SAV)’in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
Allahü Teâlâ buyurdu:
Benim rızamı kazanmak için birbirini seven ve dost olanlara, nebîlerin ve şehidlerin imrendiği nurdan minberler vardır.”

****

Ebû Ümâme (RA), Rasûlullah (SAV)’den şöyle rivayet etmiştir:
Allahü Teâlâ buyurdu:
Kulumun bana yaptığı ibadetlerin en sevimlisi, rızam için nasihatte bulunması (emir ve nehiylerimi tebliğ etmesi) dir.”

****

Abdullah ibni Abbas (RA), Rasûlullah (SAV) Efendimizin şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
Allahü Teâlâ buyurdu:
Kim, benim günahları mağfiret etmeye kaadir olduğumu bilir ve affedeceğime inanırsa, o kimsenin şirkten gayri bütün günahını mağfiret ederim.”

****

Enes (RA), Rasûlullah (SAV)’den şöyle rivayet etmiştir:
Allahü Teâlâ buyurdu:
“Ey Âdemoğlu! Sen bana ümitli olduğun halde her ne zaman dua etmiş olsan (mağfiret niyazında bulunsan)(şirkten gayri) günahını mağfiret ederim, onlara hiç ehemniyet vermem.
Ey Âdemoğlu! Senin günahların semadaki bulutlara ulaşsa da benden mağfiret dilesen, mağfiret ederim.
Ey Âdemoğlu! (Bana şirk koşmadıkça sen) yeryüzünü dolduracak kadar günahlarla da bana gelmiş olsan, seni yeryüzü dolusu mağfiretlerle karşılarım
.”

****

Ebû Hüreyre (RA), Rasûlullah (SAV)’in şöyle buyurduğunu rivayet
etmiştir:
Rabbiniz Teâlâ buyurdu:
Eğer kullarım Bana hakkıyla itaat etselerdi, onları geceleri yağmurlarla sular, gündüzleri üzerlerine güneş doğdurur ve onlara gök gürültüsü işittirmezdim.”

****

Ebû Saîd-i Hudrî (RA), Rasûlullah (SAV) Efendimizin şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
Allahü Teâlâ buyurdu:
“Ben bir kulun bedenine sağlık, maişetine genişlik veririm de üzerinden beş sene geçtiği halde karşılığını vermezse (Kâbe’yi ziyaret etmezse) o kimse hayırdan mahrumdur.”

****

Ebû Hüreyre (RA), Resûlü Ekrem (SAV)’den, Allahü Teâlâ’nın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
Ey Âdemoğlu! Bana ibadet için kalbini mâsivâdan (Allah’tan gayri her şeyden) boşalt ki onu zenginlikle doldurup fakirliğine set çekeyim. Eğer böyle yapmazsan, kalbini endişe ve düşüncelerle doldurur, fakirliğini de gidermem.”

Hadis-i Kudsi : Manası Allahü Teala’dan lafzı Peygamberimizdendir.(S.A.V.)

Beş Nasihat

hadis-i kudsi

Denildi ki:
Allâhü Teâlâ hazretleri, Musa Aleyhisselâm’a vahyetti: –“(Ey Musa!) Sana beş kelime öğreteceğim ki, onlar gerçekten, dinin direğidirler:

Taât ve İbâdeti Terk Etme

(Birincisi:) Sen benim mülkümün zail olduğunu (yok olduğunu) bilmediğin müddetçe; bana taat ve ibâdet etmeyi asla terk etme.
-“Taht (saltanat) ve mülklerin hepsi zevali kabul eder. Ancak, lâ yezâl (asla mülkü ve saltanatı sonra ermeyecek) olan Melikin mülkü sona ermezi

Rızk İçin Üzülme

(İkincisi:) Benim hazinelerimin tükendiğini bilmediğin müddetçe, rızkın için, asla mahzun olup üzülmeî
Bizim kısmet dairemizde, teslim noktası; Lütuf senin vergindir; Hükümde senin emrettiğindir…”

Şeytanı Hep Düşman Bil

(Üçüncüsü:) “Düşmanını, ölmediğini kesin olarak bilmedikçe yani şeytan sağ olduğu müddetçe onun sana aniden saldırmalarından emin olma ve onunla savaşmayı asla terk etme…”
-“Nereye başımızı kaldıralım;
0 şeytanın âr ve utançlarından ki,
Onunla sulhedersem; Hak İle savaşmış olurum!”

Günahkârları Ayıplama

(Dördüncüsü:) “Ve seni bağışlayıp, bağışlamadığımı tam öğrenmedikçe asla günahkârları ayıplama!”
-“Sarhoş ve mest olduğumda benim defterimi kınamayla karalama! Zira bunu takdir buyuran Allah bundan haberdardır; o başıma yazdı!”

Mekr-i İlâhîden Emin Olma

(Beşincisi:) Cennetime girdiğini kesin bilmedikçe, mekrim’den (hilelerimden) asla emin olma!
-“Sağ amel defterine sevap yazdıran zâhid!
Sakın oyuna gayret etme!
Zira mabedin yolu, ateşperestlere çok uzaktır!
Hepsi bir değildir!…”

Kaynak : İsmail Hakkı Bursevi(k.s.), Ruhu’l Beyan Tefsiri, Fatih Yayınevi: 9/806.

KADİR GECESİ

kadir

1  –  ÜMMET-İ MUHAMMED VE KADİR GECESİ

2  –  KADİR GECESİ’Nİ ARAMAK VE KADİR GECESİ’NİN FAZÎLETİ, KADİR GECESİ’NİN HUSÛSİYETLERİ

 

 

KUR’AN-I KERİM’İ ÖĞRENMENİN FAZİLETİ

1hadis

Kur’an-ı Kerimle İlgili Ayeti Kerimeler tıklayınız.

Kur’an-ı Kerimle İlgili Hadis-i Şerifler tıklayınız.

Kur’an-ı Kerim Okumanın Fazileti Hakkında Hikaye için tıklayınız

Kur’an-ı Kerim Okumanın Fazileti Hakkında Hikaye için( Kur’an Okuyan Âmâ) tıklayınız

Kur’an-ı Kerim Fazileti hakkında daha detaylı bilgi için tıklayınız

İMANI İSLAH EDEN HALLER

Allahü Teala hazretleri buyurdu:

             -“Ve muhakkak ki kullarımdan bazıları vardır; onun imanını ancak zenginlik ıslah eder. Eğer onu fakir kılarsam; elbette onu bozmuş olurum.

            Ve kullarımdan bazıları vardır. Onun imanını ancak fakr-u zaruret ıslah eder. Eğer onu zengin kılmış olsam; elbette bunu bozmuş olurum.

            Ve kullarımdan bazıları vardır. O kimsenin imanını ancak sıhhat ıslah eder. Eğer onu hasta edersem; hastalık onu bozar.

            Kullarımdan bazıları vardır ki, bunların imanlarını ancak hastalık ıslah eder. Eğer ona sıhhat verirsem; bu sıhhat onu bozar.

            Ben kullarımın işlerini ilmimle tedbir ettim.

            Ve ben kullarımın kalblerini de biliyor ve haberdarım…”

Bu Hadis-i Kudsi’yi Enes(r.a) hazretleri rivayet etti. “Bahru’l Ulum” da olduğu gibi.                                                        

Kaynak: Ruhu’l Beyan Tefsiri Cilt 15 Sh.267