Nuh (A.S.) insanları dokuz yüz elli sene hakka davet etti. Hz. Muhammed (A.S.) yirmi üç sene davet etti. Cenab-ı Hak adeta şöyle demiş oluyor: “Ya Muhammed! Sen Nuh’tan efdal olduğun gibi, senin davet ettiğin şu az vakit te, Nuh’un davet ettiği uzun müddetten daha hayırlıdır. Sana tabi olanlar, Nuh’a tabi olanlardan daha çoktur. Bin ay kılıçla savaşıp, bin ay ibadet eden de böyledir. Bu her ne kadar çok bir ibadet ve cihad olsa da; senin ümmetinin Kadir Gecesi’nde kılacağı iki rekat namaz, bundan daha hayırlıdır.
Bütün mahlûkat bundan bilip anlasın ki, Allah-ü Tealâ’nın Ümmeti Muhammed’e olan iyiliği ve rahmeti bütün âlemlere olan iyilik ve merhametinden çok daha büyüktür. (Hanefi)
Kim Kadir Gecesi’ni ihya ederse (ibadetle geçirirse); seksen küsür seneyi ihya etmiş olur.(1000/12=83 yıl 3 ay) Kim senenin tamamını ihya ederse, çok uzun ömür yaşamış gibi olur. Kim; Kadir Gecesi’ni idrak edeyim, diye Ramazan-ı Şerif’in tamamını ihya ederse, otuz Kadir Gecesi’ni ihya etmiş gibi olur.
Rivayet:
Kıyamet günü İsrail oğullarından dört yüz sene Allah’a ibadet eden bir şahıs getirilir. Bir de Ümmet i Muhammed’den kırk sene ibadet eden bir şahıs getirilir. Ümmeti Muhammed’den olanın sevabının daha çok olduğunu gören İsraili “Ya Rab! Sen âdilsin, onun sevabının benimkinden çok olduğunu görüyorum. Hâlbuki benimki daha çok olmalıydı. Zira; ben daha çok ibadet ettim der.” Allah-ü Tealâ : “Siz dünyada hemen sizi yakalayıverecek acil cezalardan korkup ta ibadet ediyordunuz. (Hınzır ve maymun suretine çevirilmek gibi) Ümmet-i Muhammed ise böyle bir cezadan emin oldukları hâlde ibadet ediyorlardı. Onun için onların sevabı daha çoktur” buyurur.
Ayet Meali: Hâlbuki sen, içlerinde iken Allah onlara azab verecek değildi. İstiğfar ettikleri halde de Allah onları azablandırıcı değildir.(EL- Enfal- 33)
Eğer denilirse ki: “Sevgili Peygamberimiz bir Hadis-i Şeriflerinde “Ecrin, yorgunluğun kadardır.” buyuruyor. Bin ay ibadet etmek, bir gece ibadet etmekten daha meşakkatli olduğu bilinen bir şeydir. Öyle ise nasıl müsavi olabilirler?”
Cevaben denilir ki: Bazen aynı iş güzel ve çirkinlikte farklı durumlar arz edebilir. Mesela: Namaz cemaatle kılındığı zaman, münferit kılınmasından yirmi yedi derece daha farklıdır, üstündür. Allah-ü Tealâ’nın kasdı, mahlûkatı ibadete sevk etmektir. Onun için bazen ibadetin sevabını, ecrini iki kat, bazen on kat ve bazen da yedi yüz kat olarak verir. Hepsinden maksat; kulları dünyaya dalıp gitmekten alıkoymaktır. (Tefsir-i Kebir’den özet)