Kategori arşivi: ŞÜKÜR
Nimete Şükür, Belalara Sabır etmek
Bir kimseye Allâhü Teâlâ’dan bir nimet ulaşınca şükretmeli, kendisini ona ehil görmemeli, bu nimetin sırf Allâh’ın ihsânı olduğunu bilmelidir.
Başına bir musîbet geldiğinde de ona sabretmeli, Allâhü Teâlâ’nın kazâ ve takdirine râzı ve teslîm olmalıdır. Zira mü’min, başına gelen musibet ve belâlar sebebiyle Cenâb-ı Hakk’ın mağfiretine nâil olur.
Yahûdîlerden bir adam Müslüman olduktan sonra gözlerini kaybetti, malı telef oldu, evladı öldü. Hemen Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimize gelip: “Müslüman olmak üzere sana ettiğim bey‘atimi bozmak istiyorum” dedi. Peygamberimiz (s.a.v.) “İslâm bey‘ati bozulmaz” buyurdu. Adam: “Ben bu dinimden hayır görmedim; gözlerim kör oldu, malım telef oldu, evladım da öldü” dedi. Peygamber Efendimiz (s.a.v.): “Ey Yahûdi! Ateşin, demir, gümüş ve altından pası kiri temizlediği gibi İslâm da insanları temizler” buyurdu. Bunun üzerine: “İnsanlardan öylesi de vardır ki Allâh’a inhirâf (tereddüd) üzere ibâdet eder. Eğer ona bir hayır isâbet eder (gelir)se yüreği rahat eder ve eğer bir mihnet isâbet eder (belâ gelir)se yüzü üzerine dönüverir. O, dünyasını da âhiretini de kaybetmiştir. İşte apaçık ziyan budur” (meâlindeki Hac sûresinin 11. âyeti) nâzil oldu. (Dürrü’l-Mensur)
İbn-i Abbâs (r.anhümâ) Hazretleri anlattı: “Peygamberlerden bir zât şöyle duâ etti: “Yâ Rabbi, mü’min bir kulun sana itâat eder, yasakladıklarını terkeder. Sonra sen ondan dünyayı uzaklaştırır, onu belâlara uğratırsın. Kâfir ve âsîlere ise küfür ve isyanlarına rağmen onlardan belâları uzaklaştırır dünyâyı onlara verirsin.” Allâhü Teâlâ buyurdu ki:
“Kullar benim kullarımdır, belâ da ancak benim takdirimle iner. Mü’min kulun bir günahı olur, dünyayı ondan uzaklaştırıp belâlara mârûz kılarım, o günahına keffâret olur. Bana günahsız olarak kavuştuğunda da, hayırlı amellerinin mükâfâtını veririm.
Kâfirin iyi işleri olur, ona bol rızık vererek ve belâları ondan uzaklaştırarak dünyada iken mükâfâtını veririm. Huzuruma hiçbir hayırlı ameli kalmadığı halde gelir, günahlarıyla da cezalandırırım.” (Mişkâtü’l-Envâr)
💐ŞÜKÜRLER OLSUN 💐
🙇 Bana “AKIL” nimetini verip, SENi bulmamı nasip ettiğin için şükürler olsun
👶Müslüman bir ülkede doğmamı ve Efendimize sav ümmet olmamı nasip ettiğin için şükürler olsun
👂Kulağımı ezana, 💖gönlümü namaza aşina kıldığın için şükürler olsun
🌸 Baktığım her çiçekte, böcekte vs de SENi görmemi nasip ettiğin için şükürler olsun🌺
⭐Ağzımın tadı, gözümün ışığı, evimin huzuru olduğu için şükürler olsun
😂Tek bir kez bile olsa da ; ADIN anıldığında, gözüm aşkından yaşardığı için binlerce kez şükürler olsun
💕Alnım secdeye değdiği için şükürler olsun
🙌Ellerimi açıp dua etmemi nasip ettiğin için şükürler olsun
📖 Aşk ve cinayet romanları yerine SENin kelamını okuyabildiğim için şükürler olsun
✨Verdiğin her nimete şükretmek zaten görevim. Bunu idrak edip Şükredebildiğim için şükürler olsun
😄Gülümsememi bile sadaka saymışsın Rabbim!! SEN ne büyüksün!! Şükürler olsun
☺Benim şer gördüğüm şeyler hayrım olur. Hayır gördüklerim de şerrim. Ben bilemem SEN bilirsin. Verdiğine de vermediğine de şükürler olsun.
👭İnsanlara ettiğimiz teşekkürü bile şükür saydığın için şükürler olsun
😔Ne kadar günahkar olsam da affına ve SANA sığınabildiğim için sonsuz şükürler olsun
✨Beni sıkıntıda bırakmayıp, feraha erdirdiğin için şükürler olsun
😊Ayağıma batan dikeni bile günahlarıma kefaret sayarsın. Hamdü senalar olsun
👥💞Bana, SENin yolunda yoldaş olan dostlar nasib ettiğin için şükürler olsun
💐Adını anabildiğim ve anlatabildiğim için şükürler olsun
Çok Şükür…
Bin Şükür…
Sonsuz Şükür Olsun
💥Beni; SANA “kul” kıldığın için şükürler olsun. Beni şeytana, makama, paraya ve zamane putlarına kul etme RABBİM!!
Şükürsüz geçen her anıma tövbe ettim. Eski-yeni, geçmiş-gelecek, gizli-açık tüm günahlarım için tövbe ettim. Af dilerim RABBİM!!
Bu tövbeyi nasip ettiğin için de ŞÜKÜRLER OLSUN…
⭐🌙⭐🌙⭐🌙⭐🌙⭐
Şükrümüz bol…
İdrakımiz çok…
olsun…
Rabbim!! Efendimize olan salat ve selamlarımız; SENin razı olacağın kadar çok olsun…
Şükür ve Cömertlik Zenginliğe Vesiledir
Ebû Abdullah el-Hâris er-Razi Hazretlerinden rivayet olundu: 0 buyurdu. Allah bazı peygamberlerine vahyetti.
-“Ben falanca kişinin ömrünün yarısını fakirlikte; diğer yarısını zenginlikte geçirmesine hükmettim. Onu (zenginlik ve fakirlikte hangisini önce yaşama tercihinde) serbest bırak. Hatta onun dilediğini öne alayım,” dedi.
Bu ilâhî vahyi alan peygamber, o adamı çağırdı. Durumu ona bildirdi. Adam:
-“Bana müsâde et. Eşimle istişare edeyim,” dedi. Adam, eşine danıştığında hanımı kendisine:
-“Önce zenginliği seç,” dedi. Adam karısına:
-“Zenginlikten sonra, fakirlik zor ve şiddetlidir. Amma fakirlikten sonra zenginlik ise, güzel ve tatlıdır,” dedi. Kadın çıkıştı:
-“Hayır! Bu konuda beni dinleyeceksin,“dedi.
Adam, peygamber (a.s.)’e gitti.
-“Cenâb-ı Allah’ın bana tercihini bıraktığı ömrümün yarı zenginliğinin, ömrümün ilk başında bana vermesini dilerim”dedi.
Cenâb-ı Allah, ona dünyada genişlik verdi. Zenginlik kapıları açıldı. Adamın eşi kendisine:
-“Eğer sen bu zenginliğin ömrünün sonuna kadar sende kalmasını istiyorsan, Allah’ın sana verdiğiyle sen de mahluklarına karşı sahi olmada kullan. Cömert davran,” dedi.
Adam cömert oldu. Kendisine bir elbise aldığı zaman, aynı elbiseden bir de fakirlere alırdı. Cenab- ı Allah’ın ona zenginlikte geçireceği ömrünün yarısı tamam olduğu vakit; Allah, o zaman peygamberine vahyetti:
-“Hakikaten ben onun ömrünün yansını fakirlik; diğer yansını zenginlikte geçirmesine hükmetmiştim. Onu nimetlerime şükredici buldum. Şükür, nimetin artmasını gerektirir. Ona müjde ver! Onun ömrünün geri kalanı da zenginlikte geçirmesine hükmettim,” buyurdu. [1]
Mevlânâ Celâleddin (k.s.) Şöyle Buyurdu:
“Ekin eken önce anbarı boşaltır;
ama sonra hasılatı pek çok olur.
Fakat tohumu anbarda tutulursa israf olur.
Fareler yiyip mahveder.” [2]