Kategori arşivi: KUR’AN-I KERİM

KUR’ÂN-I KERÎM’İN KALBİ: YÂSÎN SÛRESİ

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdular: “Muhakkak her şeyin bir kalbi vardır. Kur’ân-ı Kerîm’in kalbi de Yâsîn (Sûresi)dir. Kim onu Allâhü Teâlâ’nın rızâsını murad ederek okursa, Allâhü Teâlâ onu mağfiret eder ve ona Kur’ân-ı Kerîm’i yirmi iki defa okumuş gibi sevap verilir. Azrâil Aleyhisselâm’ın, ruhunu almak için geldiği Müslümanın yanında Yâsîn Sûresi okunursa, oraya Yâsîn Sûresi’nin her bir harfine mukâbil on melek iner, onun önünde saf olurlar ve ona günahlarının affı için duâ ederler. Allâhü Teâlâ’ya istiğfâr eder; bağışlanmasını isterler. Yıkanırken yanında bulunur, tabutu ardınca gidip onun cenâze namazını kılarlar; defnine şâhid olurlar.

Hangi Müslüman, Yâsîn Sûresi’ni sekerât-ı mevt hâlinde (ölmek üzere iken) okursa, o kimse yatağında iken cennet bekçisi Rıdvân (isimli melek) bir şerbetle gelip, bunu ona içirinceye kadar ölüm meleği onun ruhunu almaz. Ve ölüm meleği ruhunu aldığı zaman o kimse suya kanmış olarak ruhunu teslim eder…”

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) yine buyurdular ki:

“Muhakkak, Kur’ân-ı Kerîm’de bir sûre vardır ki onu okuyana şefâat eder, dinleyene de (Allah’tan) mağfiret talep eder. Dikkat edin! O, Yâsîn Sûresi’dir.”

Kaynak : / FAZİLET TAKVİMİ 30 Haziran 2020, Salı

Reklam

İmam mı hırsız? Kur’an-ı Kerim mi öksüz?

Anadolu’nun bir köyünde, köylü tarafından çok sevilen bir imam varmış.
Ramazan-ı Şerif geldiğinde köylüye mukabele okur, vaz-u nasihat edermiş. Köylü de hocasına sahip çıkıp, her akşam bir hane onu iftara davet edermiş. Yine bir akşam imam bir eve müsafir olmuş. Sofralar kurulmuş, iftarlar yapılmış. Ama ev sahibi masanın üstündeki parayı yerinde bulamayınca imam hakkında ki düşüncelerini değiştirmiş. Ve sene içerisinde imamla hiç konuşmamış.
Gel zaman git zaman diğer Ramazan-ı Şerif gelip köylü bu adeti tekrar yapınca sıra buna da gelmiş. Utancından

– “Ben imamı yemeğe almayacağım.” diyememiş. Akşam olmuş, sofralar kurulmuş, iftarlar yapılmış. Köylü dayanamayıp imama :

-“Hocam sana hiç yakıştıramadım. İhtiyacın varsa bile söyleseydin, parayı alıp gitmekte ne oluyor?” deyince imam meseleyi anlamış. Ve köylüye dönerek :

-“O akşam çok rüzgar vardı. Paralar uçup camdan çıkmasın diye, parayı şu duvarda asılı Kur’an-ı Kerim’in kılıfının cebine koydum. Yoksa siz geçen Ramazan-ı Şerif’ten beri o Kur’an-ı Kerim’e hiç el sürmediniz mi?” Şimdi söyleyin bakalım. İmam mı hırsız? Kur’an mı öksüz ?!…

İnşaallah bizler Kur’an-ı Kerimi öksüz bırakanlardan olmayıp 1 veya daha üstü kendimiz hatim eden, mukabeleleri takip edenlerdenizdir.

Kıymetli kardeşlerim!
Hazret-i Kur’an sadece Ramazan-ı Şerif ayında okunmaz. O bizim en iyi dostumuz, kabirde ki ışığımızdır.
Yalnız ve karanlıkta kalmamak onunla arkadaşlığımız nisbetindedir.
Onun için gelin bu kıssadan hissemizi alıp Hazret-i Kur’an’ı bir daha ki Ramazan-ı Şerif’e kadar öksüz ve yetim bırakmayalım.

İHLÂS-I ŞERİF SURESİNİN FAZİLETİ

İçerisinde bulunduğumuz Receb-i şerif, Allahımızın ayıdır.Bu ayda kulluk vecibelerimize daha çok dikkat etmek; tevbe ve istiğfara ağırlık vermek, nafile namazlar kılmak ve hususen, Cenab-ı Hakk’ın zatından bahseden ihlas suresini bol okumak tavsiye edilir.Hadis-i şerifte şöyle buyrulur: Kul hüvallâhü ehad sûresi Kur’ân-ı Kerîm’in üçte birine denktir.” (Terğıp C 3 sh. 433,Riyazüs salihin,1014)

İslam âlimleri buradaki müjdeyi izah ederlerken,bazıları bunu;

Kur’an-ı Kerimin muhtevasının üçte biri şeklinde de izah etmişlerdir.

Çünkü; Kur’anın ihtiva ettiği bilgiler temelde üç kısma ayrılır:

Birincisi Tevhid inancı, İkincisi şeriat(yani ibadet ve muameleler),üçüncü olarak da İslam ahlâkı. Fakat ibadet ve ahlak da evvela tevhit inancına bağlıdırlar.

İhlâs sûresi tevhidin temelini teşkil etmesi ile Kur’anın üçte birine denktir.

Bu denklik, ihtivâ ettiği ilim ve mâna derinliği ile ilgili olduğu gibi, sevabıyla da ilgilidir. Pek çok hadis-i şerif bunu müjdelemektedir.

Sadece Hz.Allah’ın zatından bahseden bu sureyi derin bir tefekkür ile okuyanlar, Cenab-ı Hakkın büyüklüğü, kudret ve azametini anlaması itibarı ile çok büyük manevi derece elde ederler. Zaten insanın yaratılış gayesi de Rabbisini tanıyıp ona kulluk etmektir.

( Bir hadisi şerifte şöyle buyrulur:

“Yedi kat gökler ve yedi kat yer, ‘Kul hüvallâhü ehad’ üzerine kurulmuştur.

 (Yani onlar, Allâhü Teâlâ’nın birliğine delâlet için yaratılmışlardır).” (Câmiu’l-Kebîr)

Bu sure-i Celile’nin (her Müslümanın bilmesi, haberdar olması gereken) yüce meali kısaca şu şekildedir:

“De ki,ey Habibim O Allah birdir.(Eşi,benzeri,ortağı olmayan tek ilahtır.)

 Allah, Samed’dir. (Yani,Kendisi hiçbir şeye muhtaç olmayan, fakat ezelde ve ebedde her varlığın Kendisine muhtaç olup, Kendisine sığındığı Zâttır.)

“O’ndan çocuk olmamıştır (kimsenin babası değildir), kendisi de doğmamıştır. (kimsenin çocuğu değildir).Ve hiçbir şey O’nun dengi değildir, olamaz.”

Bu sure-i celile, Allah’a şirk koşan Mekke müşriklerine, Üç ilah iddia eden Hıristiyanlara ve kıyamete kadar gizli veya açık şirke karşı bir cevaptır.

Onun için şirkin zıddı olan tevhid ve ihlas bu surenin muhtevasında olduğundan İhlas suresi diye isim verilmiştir. Bu sureyi usulüne uygun bolca okuyanların gizli ve açık şirkten kurtulmalarına da müjde vardır.

( Ayrıca pek çok hadisi şerifte bu sure-i celilenin büyüklüğü müjdelenmiştir.

Hz.Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, bir adam:

–Ben şu “kul hüvellahü ahad” sûresini seviyorum, dedi. Peygamberimiz (sas):

“Şüphesiz ki onun sevgisi seni cennete götürür.” buyurdular.(Riyazüssalihin,1015))

Hz. Aişe Radıyallahü Anha’nın bildirdiğine göre Rasülü Ekrem (S.A.V.) Efendimiz;

 Her gece yatağına geldiğinde ellerini birleştirerek avuçlarının içine; İhlas, Felak ve Nas surelerini üç defa okuyup iki eliyle vücudundan yetiştiği yere kadar üç defa sıvazlardı, bunu aynı zamanda mühim bir yere giderken de yapardı.(Buhari,Tirmizi)

Böyle yapanların günahları afv olacağı ve o gece ölürse şehitlerden yazılacağı da müjdelenmiştir.

Bu mübarek sure ne kadar okunursa fazilet ve bereketi de o kadar artmaktadır.

 (Bir gün Resulullah (sas)efendimiz ashabına hitaben; “Her kim ‘Kul hüvellâhü ehad’ sûresini on defa okursa, Allah (azze ve celle) onun için cennette bir köşk yapar.” Buyurmuşlardı. Bunun üzerine Ömer bin Hattab (r.a.) “Öyleyse ben bunu çok okuyacağım yâ Resûlallah” dedi. Resûlullah (s.a.v.) de “Allâhü Teâlâ (nın hayrı) daha çok ve daha güzeldir.buyurdular. (Fazilet takvimi, 04.04.2017)

  Hadisi şeriflerde şöyle müjdelenir:

(“Kim bir kabristandan geçer de İhlası şerifi on bir defa okur, sonra sevabını ölülere hediye ederse, okuyana kabristandaki ölüler adedince sevap verilir.”)

 (“Kim her gün elli defa İhlası şerif okursa kıyâmet gününde ona: “Ey Allâhü Teâlâ’yı medheden kişi, kalk ve cennete gir” denilir. )(Tebarani Mü’cemü’s-sağir C 2 Sh.781)

( “Kim namaz abdesti gibi kâmil abdest alıp Fâtiha ile başlayarak İhlas sûresini yüz defa okursa Allâhü Teâlâ her harf için on hasene (sevap) yazar, on derece yükseltir ve cennette o kişiye  on köşk binâ olunur.”) (Beyhakî,Şuabül İman)

(“Kim her gün İhlas sûresini iki yüz defa okursa -kul hakkı hâriç- elli senelik günahları bağışlanır.”) (Tirmizî)  (04.04.2017 Fazilet takviminden)

Hz. Ali efendimizin müjdesine göre; Cenab-ı Hakk, Ümmeti Muhammed’e azap etmek istese idi, onlara İhlası şerif suresini ve Ramazanı şerif ayını ihsan etmezdi.

Unutmayalım ki; Mevla’mızın emir ve yasakları hepsinin üstünde sevap ve  dereceye sahiptir. Bu tür nafileler ise manevi takviyedir, yardımdır.

Ayrıca; bu tür okumaların evvelinde, Kur’an-ı Kerimin anahtarı olan Fatiha-i şerife okunur. Namaz dışında okunurken her birerinde besmele okunur.

Aslında, Kur’an-ı Kerimin tamamı bizler için nimettir.

İhlas-ı şerifin değeri ise çok farklıdır. Rabbimizin bu ümmete hususi ikramıdır.

***

İhlas-ı Şerif Melekleri ile Yardım İsteğinde Bulunmak Tıklayınız…

***

RECEB’E TAZİM EDEN KABRİNDE YALNIZ DEĞİLDİR

Beyt-i Makdis’de ibadetine düşkün bir kadın vardı. Receb ayı geldiği zaman bu aya tazim kastı ile her gün 11 defa İhlası Şerifi okurdu. Kıymetli ve pahalı elbiselerini çıkarır, eski ve değersiz elbiseler giyerdi. Yine bir Receb ayında hastalandı. Eski elbiseleri ile defnedilmesini vasiyet etti. Oğlu, insanlara gösteriş için değerli kumaşlar ile kefenledi. Rüyada oğluna dedi ki:

-“Oğlum! Niye vasiyetimi tutmadın.” Kabrini kazdı, fakat mezarında bulamadı. Hayret ve üzüntü ile ağlamaya başladı. O esnada şöyle bir ses duydu:

-“Bilmez misin ki, bizim ayımız Receb’e tazim eden kabrinde yalnız başına bırakılmaz.” (Zübdet-ül Vaiz”in’den)

 

 

Dünyanın Pislikleriyle Kirlenen Kalbi Temizlemek

Yaşlı adam her gün Kur’an-ı Kerim okuyor fakat ezberleyemiyordu. Küçük oğul:

“Baba ezberleyemediğin halde neden her gün okuyorsun?” diye sordu. Baba, kendisiyle kömür taşınan sepeti göstererek:

“Sepetle şu denizden bana su getirdikten sonra söyleyeceğim” dedi.

Oğul denizden su getirmeye çalışır fakat defalarca denemesine rağmen başaramaz.  Babasına dönerek:

“Baba başaramıyorum. Bununla su taşıyamam ki” der. Baba sepeti göstererek:

“Peki onda bir şey farkettin mi?” diye sorar.(Kendisiyle kömür taşınan sepet artık tertemiz olmuştu.) Oğul:

“Evet baba sepet tertemiz olmuş.” Baba:

“İşte böyle oğul. Kur’an-ı Kerim deniz suyu gibidir. Kalbimde tutamazsam bile dünyanın pislikleriyle kirlenen kalbi temizler.” der.

Hayat, Allah’ı zikretmeyle paklanır…

***

Kur’an-ı Kerimden Dualar

Evlâdına Allâh’ ın kitâbını öğreten kimsenin sevâbı nedir?

Şeytanın En Sevdiği Şey

Sosyal medya’ya çevrimiçi Kur’an-ı Kerim’e çevrimdışı

Gözleri İbadetten Nasiblendirmek.

Âyetü’I-Kürsinin Fazilet Ve Havassı

KUR’AN-I KERİM’İN ŞEFAATİ

KUR’ÂN-I KERÎM’İ ANLAMAK İÇİN

KUR’ÂN-I KERÎM ŞİFÂDIR

Şeytanın En Sevdiği Şey

KUR’ÂN-I KERÎM HATMİ

Amelsiz Kur’an Okumak

KUR’ÂN-I KERÎM’İ ÖĞRENİP, OKUMAK VE OKUTMAK

EBEDÎ MUCİZE: KUR’ÂN-I KERÎM

Kur’an-ı Kerim Okumanın Fazileti Hakkında Hikaye

Kur’an-ı Kerimle İlgili Ayeti Kerimeler

KUR’AN-I KERİM İLE İLGİLİ HADİS-İ ŞERİFLER

 

 

Evlâdına Allâh’ ın kitâbını öğreten kimsenin sevâbı nedir?

Okulların tatil olması ile birlikte, mesuliyet şuuru olan müminler, çocuklarının elinden tutup yaz Kur’an kurslarına koşmakta, onların Kuran-ı Kerimin manevi ikliminden, feyz ve bereketinden faydalanmasına çalışarak, mesuliyetlerini hafifletmekteler.
Çocukların günahsız ve masum ağızlarla Kuran-ı kerim okuyuşları
(tabiri caizse onların şakımaları) hadis-i şeriflerde müjdelendiği üzere;Hem kendileri, hem anne ve babaları, hem de okutanlar için ve onlara maddi ve manevi sahada yardım edenler için muazzam bir rahmet ve bereket vesilesidir.
Bir Hadisi şerifte şöyle buyrulur: “Bir cemaat Allah’ın evlerinden bir evde toplanır, Allah’ın kitabını okur ve aralarında müzakere ederlerse, üzerlerine sekinet iner, nur iner, onları rahmet kaplar ve melekler etraflarını kuşatır.Allah (cc) onları kendi nezdindekiler arasında anar.”

Cenab-ı Hakkın bizlere hediyesi ve Resulullah (sas) efendimizin emaneti olan Kur’an-ı Kerim’in faziletlerini anlatmaya bizim yazılarımız günahkâr dillerimiz,  kâfi değildir. Ayeti kerimelerde ifade buyrulduğu üzere o, kerim yani çok kıymetli ve şerefli, hak ile batılı ayırt eden yüce bir kitaptır.
Ayet-i kerimede şöyle buyruluyor:
Elif lam mim. İşte şu kitap, Allahü Teala ‘dan korkup kötülüklerden sakınanlar
için şüphesiz tam bir yol göstericidir. O öylesine değerli bir hazinedir ki; onunla ilgili zaman, mekan ve insan daima en büyük değeri kazanmıştır.
Hadisi şerifte ifade edildiği üzere, ”Kur’an-ı Kerim en büyük şefaatçidir.” Başka bir hadis-i şerifte de şöyle müjdelenmiştir:
“Kur’an-ı Kerim okuyunuz. Çünkü Kur’an-ı kerim kıyamet gününde kendisini okuyanlara şefaatçi olarak gelecektir” (Sahih-i Müslim)
Eshabı Kiram dan Câbir bin Abdullah (R.Anh) ın rivayet ettiği şu kıssa, Kur’anı kerime gönül veren, onun ilmini evlatlarına, yakınlarına öğreten kimseler için onun şefaatinin büyüklüğünü anlamamıza kâfidir:

Bir gün bir adam Resûlullah Efendimiz (sas) e gelerek:
“Yâ Resûlallah! Evlâdına Allâh’ ın kitâbını öğreten kimsenin sevâbı nedir?”
diye sordu. Peygamber Efendimiz (s.a.v.):
“Kur’ân-ı Kerîm Allah kelâmıdır, onun sevâbına nihâyet yoktur.” buyurdular.
Sonra oraya Cebrâîl (A.S) geldi, Peygamberimiz (S.A.S.) ona:
“Ey Cebrâîl! Evlâdına Allâh’ın kitâbını öğreten kimsenin sevâbı nedir?” diye
sordu. O da: (aynı şekilde);
“Yâ Muhammed! Kur’ân-ı Kerîm Allah kelâmıdır, onun sevâbının nihâyeti
yoktur.” buyurdular.
Sonra Cebrâîl Aleyhisselam göğe yükseldi, İsrâfîl (as) ın yanına geldi, ona:
“Ey İsrâfîl! Evlâdına Allâh’ın kitâbını öğreten kimsenin sevâbı nedir?” diye
sordu.
O da: “Ey Cebrâîl! Kur’ân-ı Kerîm Allah kelâmıdır, onun sevâbının nihâyeti
yoktur.” Diyerek aynı cevabı verdi.
Sonra Allâhü Teâlâ, Cebrâîl (AS) ı Peygamberimiz (s.a.v.) e gönderdi ve
buyurdu ki:
“Yâ Muhammed! Muhakkak Rabbin sana selâm ediyor ve buyuruyor ki:
Evlâdına Kur’ân-ı Kerîm’i öğreten kimse benim Beytimi (yani Kâbe-i
Muazzama’yı) on bin defa haccetmiş, on bin defa umre yapmış, on bin defa
gazâya (cihada) çıkmış, İsmâil Aleyhisselam evlâdından on bin köle âzâd etmiş, on bin aç Müslümanı doyurmuş, on bin çıplak Müslümanı giydirmiş gibi sevap alır. Evlâdının Kur’ân-ı Kerîm’den okuduğu her harf için ona on hasene (sevap) verilir, on günâhı silinir.
Yâ Muhammed! Muhakkak ben ‘elif-lâm-mîm’ için on sevap verilir,
demiyorum, lâkin elif harfi için on, lâm harfi için on, mîm harfi için on sevap
verilir.
Bu ameli, tekrar dirilinceye kadar o kimseye kabrinde arkadaş olur.
Bu ameliyle mîzânda (yani amellerin tartıldığı o İlahi terazide) sevap tarafı
ağır gelir. Bu kişi sırât üzerinden şimşek gibi geçer.
Bu ikramların tamamına ve umduğundan da fazlasına nâil olmadıkça, Kur’ân-ı Kerîm o kişiden aslâ ayrılmayacaktır.”

Kıssa kaynak (Fazilet Takvimi-19 Mart 2019)

Şeytanın En Sevdiği Şey

İbnü Abbas(r.a.) Hazretlerinden rivayet olundu.  Buyurdular ki :

– Her akşam şeytanın avaneleri(ona tâbi olanları) efendilerinin yanına dönerler. Her biri şeytanın önünde konuşup  ona yaptıklarını rapor verip anlatırlar. Şöyle yaptım, böyle yaptım, falanca zâhidi aldattım, derler. Hatta en küçükleri, “Ben falanca sabiyyi(çocuğu) Kur’an-ı Kerimi okumaktan alıkoydum.” der. Hemen şeytan yerinden kalkar. Onu alıp yanına oturtur ve onun yaptığıyla neşelenip sevinir.

Kaynak : Rûhü’l-Beyan Tefsiri Cilt 1 Sayfa 314

***

Fâtiha suresini okuyana belâ gelmez.

Huzeyfe(r.a.) Hazretlerinden rivâyet olundu.  Rasûlüllah(s.a.v.) Hazretleri şöyle buyurdular.

– Muhakkak Cenâb-ı Allah, bir kavmin üzerine kesinlikle azab göndereceğini murad ettiğinde, o kavmin çocuklarından biri mektebde (Kur’an-ı Kerimden) Fâtiha sûresini okur. Allah(c.c.) o çocuğun Fâtiha suresini okumasını işitir ve hemen o çocuğun sebebiyle onların üzerinden kırk yıl azabı kaldırır.

Kaynak : Rûhü’l-Beyan Tefsiri Cilt 1 Sayfa 314

Sosyal medya’ya çevrimiçi Kur’an-ı Kerim’e çevrimdışı

Videoda konuşan hoca “WhatsApp’a baktığında iki dakika önce çevrimiçi olduğunu görüyorsun. BBM’e baktığında beş dakika önce çevrimiçi olduğunu görüyorsun, Viber’a baktığında bir dakika önce çevrimiçi olduğunu görüyorsun, Skype’a baktığında şuan çevrimiçi olduğunu görüyorsun, Kur’an’a baktığında en son ramazanda çevrimiçi olduğunu görüyorsun. Allah bizi korusun şu gerçekle karşı karşıyayız…” ifadelerini kullanıyor.

Var mısınız bu yazıyı okuduktan sonra en azından 1 fatiha 3 ihlas-ı Şerif okumaya veya güzelce abdest alarak 1 Yasin-i Şerif veya en az 1 sayfa Kur’an-ı Kerim okumaya.  Haydi şimdiden Allah c.c. kabul eylesin.

Kur’an-ı Kerimden Dualar

IMG_20200610_202745_787

20200607_152731_0000IMG_20200607_155017_11520200608_192842_000020200609_202116_0000

“Rabbimiz! Bizi sana teslim olmuş kimseler kıl. Soyumuzdan da sana teslim olmuş bir ümmet kıl. Bize ibadet yerlerini ve ilkelerini göster. Tövbemizi kabul et. Çünkü sen, tövbeleri çok kabul edensin, çok merhametli olansın.” ﴾Bakara-128﴿

 

 

 “Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi ateş azabından koru” ﴾Bakara-201﴿

 

“Ey Rabbimiz! Unutur, ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim Mevlâmızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.” ﴾Bakara-286﴿

 

“Rabbimiz! Bizi hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi eğriltme. Bize katından bir rahmet bahşet. Şüphesiz sen çok bahşedensin.” Âl-i İmrân Sûresi8﴿

 

“Rabbimiz, biz iman ettik. Bizim günahlarımızı bağışla. Bizi ateş azabından koru”Âl-i İmrân Sûresi -16﴿ 

 

“Rabbimiz! Senin indirdiğine iman ettik ve Peygamber’e uyduk.Artık bizi (hakikate) şahitlik edenlerle beraber yaz.” Âl-i İmrân Sûresi -53﴿

 

“Rabbimiz! Bizim günahlarımızı ve işimizdeki taşkınlıklarımızı bağışla ve (yolunda) ayaklarımızı sağlam tut. Kâfir topluma karşı bize yardım et” Âl-i İmrân Sûresi -147﴿

 

“Rabbimiz! Bunu boş yere yaratmadın, seni eksikliklerden uzak tutarız. Bizi ateş azabından koru” derler. Âl-i İmrân Sûresi -191﴿

 

“Rabbimiz! Biz, ‘Rabbinize iman edin’ diye imana çağıran bir davetçi işittik, hemen iman ettik. Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla. Kötülüklerimizi ört. Canımızı iyilerle beraber al.” Âl-i İmrân Sûresi -193﴿ 

 

“Rabbimiz! Peygamberlerin aracılığı ile bize vadettiklerini ver bize. Kıyamet günü bizi rezil etme. Şüphesiz sen, vadinden dönmezsin.” Âl-i İmrân Sûresi -194﴿

 

“Rabbimiz! Biz kendimize zulüm ettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz.” ﴾A’râf Suresi-23﴿

 

“Ey Rabbimiz! Bizi zalim toplumla beraber kılma”  ﴾A’râf Suresi-47﴿ 

 

“Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır ve müslüman olarak bizim canımızı al.” ﴾A’râf Suresi 126﴿ 

 

“Biz yalnız Allah’a tevekkül ettik. Ey Rabbimiz, bizi zalimler topluluğunun baskı ve şiddetine maruz bırakma! Bizi rahmetinle o kâfirler topluluğundan kurtar. Yûnus Sûresi-85/86﴿

 

“Rabbim! Beni namaza devam eden bir kimse eyle. Soyumdan da böyle kimseler yarat. Rabbimiz! Duamı kabul eyle.”İbrâhîm Sûresi-40﴿ 

 

“Rabbimiz! Hesap görülecek günde, beni, ana-babamı ve inananları bağışla.” ﴾İbrâhîm Sûresi-41﴿ 

 

“Ey Rabbimiz! Bize katından bir rahmet ver ve içinde bulunduğumuz şu durumda bize kurtuluş ve doğruluğa ulaşmayı kolaylaştır”  Kehf Sûresi-10﴿ 

 

“Ey Rabbimiz! Biz inandık, bizi bağışla, bize merhamet et, sen merhamet edenlerin en hayırlısısın”Mü’minûn Sûresi-109﴿

 

“Ey Rabbimiz! Bizden cehennem azabını uzaklaştır, gerçekten onun azabı sürekli bir helaktir!” ﴾Furkân Sûresi-65﴿

 

“Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah’a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle”  Furkân Sûresi-74﴿

 

“Ey Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla. Kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin tutturma! Ey Rabbimiz! Şüphesiz sen çok esirgeyicisin, çok merhametlisin.” ﴾Haşr Sûresi-10﴿

 

“Ey Rabbimiz! Bizi, inkar edenlerin zulmüne uğratma. Bizi bağışla. Ey Rabbimiz! Şüphesiz sen mutlak güç sahibisin, hüküm ve hikmet sahibisin.” Mümtehine Sûresi-5﴿

 

“Ey Rabbimiz! nûrumuzu bizim için tamamla, bizi bağışla; çünkü senin her şeye hakkıyla gücün yeter”  Tahrîm Sûresi-8﴿

 

“Rabbim! Beni tek başıma bırakma. Sen varislerin en hayırlısısın” diye dua etmişti. Enbiyâ Sûresi-89﴿

 

“Rabbim! Bağışla, merhamet et. Çünkü sen merhamet edenlerin en hayırlısısın!” Mü’minûn Sûresi-118﴿

 

“Ey Rabbim! Beni ve kardeşimi bağışla. Bizi kendi rahmetine sok. Sen merhametlilerin en merhametlisisin” dedi. A’râf Sûresi-151﴿

 

“Rabbim!, Tıpkı beni küçükken koruyup yetiştirdikleri gibi sen de onlara acı.” İsrâ Sûresi-24﴿

 

“Rabbim! (Gireceğim yere) doğruluk ve esenlik içinde girmemi sağla. (Çıkacağım yerden de) beni doğruluk ve esenlik içinde çıkar. Katından bana yardımcı bir kuvvet ver.” İsrâ Sûresi-80﴿

 

“Rabbim! Bana katından temiz bir nesil bahşet. Şüphesiz sen duayı hakkıyla işitensin” dedi. Âl-i İmrân Sûresi-38﴿

 

“Rabbim! Gönlüme ferahlık ver.” Tâhâ Sûresi-25﴿

 

“İşimi bana kolaylaştır.” Tâhâ Sûresi-26﴿

 

“Dilimdeki tutukluğu çöz ki sözümü anlasınlar.” ﴾Tâhâ Sûresi 27-28﴿

 

“Rabbim! İlmimi arttır” de. Tâhâ Sûresi-114﴿

 

“Ey Rabbim! Bana bir hikmet bahşet ve beni salih kimseler arasına kat.” Şuarâ Sûresi-83﴿

 

“Ey Rabbim! Beni; bana ve ana-babama verdiğin nimetlere şükretmeye ve razı olacağın salih ameller işlemeye sevk et ve beni rahmetinle salih kullarının arasına kat!” Neml Sûresi-19﴿

 

“Rabbim! Şüphesiz ben nefsime zulmettim. Beni affet”  Kasas Sûresi -16﴿

 

“Rabbim! Bana göndereceğin her hayra muhtacım” dedi. Kasas Sûresi-24﴿ 

 

 “Bana ve anne babama verdiğin nimetlere şükretmemi, senin razı olacağın salih amel işlememi bana ilham et. Neslimi de salih kimseler yap. Şüphesiz ben sana döndüm. Muhakkak ki ben sana teslim olanlardanım.” Ahkâf Sûresi-15﴿ 

 

Kâfirlerden hiç kimseyi yeryüzünde bırakma!” Nûh Sûresi-26﴿

 

“Rabbim! Beni, ana babamı, iman etmiş olarak evime girenleri, iman eden erkekleri ve iman eden kadınları bağışla. Zalimlerin de ancak helâkini arttır.”  Nûh Sûresi-28﴿

 

AMiN!

RAMAZAN-I ŞERİF VE KUR’AN-I KERİM

RAMAMZAN

Bütün bereketlerin toplandığı, müminlerin umumi affa, mağfirete ve hidayete nail olduğu bu ayın, Ayeti Kerimede ifade edildiği üzere çok önemli iki özelliği vardır. Birincisi, İslam’ın 5 esasından biri olan oruçtur. Diğeri de Kuran-ı Kerimdir ki bu ay, faziletini bu ayda indirilmeye başlanan Kuran-ı kerimden almıştır.

 Nitekim okumuş olduğu Bakara suresinin 185.ayeti kerimesinde mealen şöyle buyruluyor: “Ramazan ayı, öyle bir aydır ki insanlara

doğruyu bildiren, doğruluğa ait apaçık delillerden ibaret olan, hakla

bâtılı ayırt eden Kur’ân-ı Kerim, bu ayda indirildi. Sizden kim, bu aya

erişirse orucunu tutsun…”

Ayeti kerimede de ifade buyrulduğu üzere ramazanı şerif ile Kuranı

kerim arasında sıkı bir münasebet vardır. Kuranı kerim Ramazanı şerifte

indirilmeye başlandı. Ayrıca her sene Ramazan-ı şerifte Cebrail (as) iner,

o ana kadar inmiş olan ayetleri sırası ile tamamen okur, efendimiz  (sas)

de takip ederdi. Yani mukabele yaparlardı. Efendimiz (sas)in irtihal

edecekleri sene Cebrail(as) iki defa gelmiş ve iki defa aynı şekilde Kuranı

kerim hatmedilmiştir. Bu bakımdan Ramazan-ı şerifte Kuranı kerimi hiç

değilse bir defa hatmetmek sünnettir. Bunun mukabele şeklinde olması

ise ayrıca sünnettir. Onun için günlük meşgalelerin arasında gaflet edip

Kuran-ı Kerim okumaktan, onun nurlu ikliminden  uzaklaşan; ama

kalbinde onun hasretini taşıyan  müminler, Ramazan-ı Şerifin gelmesini

fırsat bilerek mukabele okuma , Kuran-ı Kerimi hatmetme programlarını

şimdiden yapmaktalar.

Ayrıca okulların da tatil olması çocuklarımıza, yaz kurslarına giderek

Kur’an-ı Kerimi ve yüce dinimizin güzelliklerini öğrenme fırsatını

vermektedir.

 Ramazanı şerifin nurlu iklimi ile kuranı kerimin nuru birleşince

terbiyesine memur olduğumuz çocuklarımızın manevi dünyalarında

güzel tesirler bırakması daha kolay olacaktır. Ayrıca hem çocuklarımız

hem de onlara sebep olan başta anne ve babaları olmak üzere bu

hizmete emeği geçen herkes çok daha büyük dereceler kazanacaktır.

Çünkü Ramazanı şerifte yapılan her hayrın derecesi kat kat fazla

verilmektedir.

Namaz sahih olacak şekilde Kur’an okumayı öğrenmek, genç ihtiyar,

erkek kadın her Müslüman için farz-ı ayn’ dır. Hutbeme mevzu olarak

okuduğum hadisi şeriflerinde , “Kalbinde Kur’an-ı Kerimden hiçbir ayet

bulunmayan kimse harap olmuş ev gibidir” buyuran Peygamber

Efendimiz (s.a.v.), Eshabına önce iman esaslarını telkin etmişler, daha

sonra da Kur’an-ı Kerim okumayı öğretmişlerdir.Bu itibarla, “Ben

mü’minim, ben Allahın kulu ve O’nun Resûlü’nün ümmetiyim.”diyen

herkes, Kur’ân-ı Kerîm’e alâka duymak, onu öğrenmek ve imkânı

nisbetinde öğretmek mecburiyetindedir. Zira Kur’ân-ı Kerim’e ne kadar

çok alaka duyulursa, maddi-manevi o kadar çok fayda elde edilir.                       

 Kur’an-ı Kerim’i okumak bir ibadet, hem de Allah katında ecir ve sevabı

en yüksek olan bir ibadettir.

 Hadisi şerifte şöyle müjdelenmiştir:

“Kim  Kur’an-ı okur, helalini helal, haramını haram bilerek gece

gündüz onunla amel ederse, Cenab-ı Hak o kimsenin etini ve kanını

ateşe haram kılar. Onu itaatkar, faziletli elçi meleklerle beraber kılar.

Kıyamet günü geldiği zaman da Kur’ân-ı Kerim onun lehinde delil

olur.”

Ne mutlu Ramazanı şerifin nurlu iklimini fırsat bilip Kuranı kerimin

muazzam faziletlerine nail olanlara…

***

RAMAZAN AYININ FAZİLETİ tıklayınız…

Zekat Neden Ramazan Ayında Verilir? tıklayınız…

Ramazan-ı Şerif ve Oruç tıklayınız…

***

Kur’an-ı Kerimle İlgili Ayeti Kerimeler tıklayınız.

Kur’an-ı Kerim İlgili Hadis-i Şerifler tıklayınız

Kur’an-ı Kerim Okumanın Fazileti Hakkında Hikaye için( Kur’an Okuyan Âmâ) tıklayınız

Gözleri İbadetten Nasiblendirmek.

hadiss

 

Kur’an-ı Kerimle İlgili Ayeti Kerimeler tıklayınız.

Kur’an-ı Kerim Okumanın Fazileti Hakkında Hikaye için tıklayınız.

Kur’an-ı Kerim Okumanın Fazileti Hakkında Hikaye için( Kur’an Okuyan Âmâ)tıklayınız.

Kur’an-ı Kerim Fazileti hakkında daha detaylı bilgi için tıklayınız.

Âyetü’I-Kürsinin Fazilet Ve Havassı

Bunun üzerine Efendimiz (s.a.v.) hazretleri şöyle buyurdular:
Âdem Aleyhisselâm, insanların efendisidir, Muhammed Mustafa (s.a.v.) Arabların efendisidir. Övünmüyorum. Rumların efendisi Suhayb’tir. Fars’ın efendisi Selman’dır. Habeşin efendisi Bilâl’dır. Dağların efendisi Tur-i Sinâ’dir. Günlerin efendisi Cuma günüdür. Kelâmın efendisi Kur’ân-ı Kerîmdir. Kur’ân-ı Kerîmin efendisi. Bakara süresidir. Bakara sûresinin efendisi de Âyetü’I-Kürsîdir. (1/405)
“Bu âyet-i Kerîme (Âyetü’l-kürsî) bir evde okunduğu zaman, şeytanlar oradan kaçarlar. Otuz gün oraya yaklaşamazlar. Erkek ve kadın sihirbazlar (ve onların sihir ve büyüleri) kırk gece o eve giremez. Ey Ali Onu, (âyetü’l-kürsîi) çocuklarına, ehline ve komşularına öğret. Bundan daha büyük bir âyet inmedi. “
Yine  Hazret-i Ali(r.a.) Efendimizden rivayet olundu, buyurdular:
“Ben sizin peygamberiniz (Efendimiz s.a.v.)den işittim. Minberin üzerinde şöyle dediğini işittim:
-“Kim, âyetü’l-kürsîi her farz namazın arkasından (hemen) okursa, cennete girmekten onu ancak ölüm men eder. Buna ancak sıddîklar ve âbid olan kişiler devam edebilirler. Kim yatağına gireceği  zaman,  âyetü’l-kürsîi  okursa,  Allâhü Teâlâ hazretleri, onun kendisini, komşularını, komşularının komşularını ve çevresinde bulunan evlere emniyet verir.”

Rûhu’l-Beyan Tefsiri, Ömer Faruk Hilmi, Fatih Yayınevi: 3/66-68.

KUR’AN-I KERİM’İN ŞEFAATİ

kur'an

Kur’an-ı Kerimle İlgili Ayeti Kerimeler tıklayınız.

Kur’an-ı Kerim Okumanın Fazileti Hakkında Hikaye için tıklayınız

Kur’an-ı Kerim Okumanın Fazileti Hakkında Hikaye için( Kur’an Okuyan Âmâ) tıklayınız

Kur’an-ı Kerim Fazileti hakkında daha detaylı bilgi için tıklayınız