Etiket arşivi: Ruhü’l-Beyan Tefsiri

Kusurlar Bizdendir.

Hazret-i Ali (r.a.)’a denildi:

-“Hazret-i Osman’ın hilâfetiyle beraber senin hilâfetinin hâli nedir? Senin hilâfetin iki şeyh’in (Hazret-i Ebû Bekir ile Hazret-i Ömer’in) hilâfetlerine nazaran hep sıkıntılarla geçmektedir?” Hazret-i Ali (r.a.) cevap verdi:

-“Ben ve Hazret-i Osman (r.a.), Hazret-i Ebû Bekir ile Hazret-i Ömer (r.a.)’in yardımcılarıydık… Sen ve senin emsalin (benzerin) olan kişiler de bizim yardımcılarımızdır.(işte mesele buradadır!)”


 İsmail Hakkı Bursevi(k.s.), Ruhu’l Beyan Tefsiri, Fatih Yayınevi: 9/707-708.

Reklam

Hikaye (Peygamberimizi görmek)

Rivayet olundu:

Gazneli Mahmud Han Şeyhü’r-Rabbânî Ebu’l-Hasan el-Harkânî Hazretleri’ni ziyaret için huzuruna çıktı.

Bir saat kadar huzurunda oturdular.

Gazneli Mahmud Han:

-“Şeyh Ebû Yezid-i Bestâmî (k.s.) hazretleri hakkında ne dersiniz?” diye sordu. Şeyh hazretleri:

-Bayezid-i Bestâmi Allah’ın veli kullarından bir erdi. (Onu görüp) Ona tâbi olan hidâyet bulup kurtulur ve hiç şüphesiz saadete kavuşurdu,” dedi. Gazneli Mahmud:

-“Bu nasıl olur? Ebû Cehîl, Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri’ni gördü ama ebedî şakaavetten kurtulamadı?” dedi.

Bu sorunun cevâbında şeyh hazretleri buyurdular:

-“Ebû Cehil, Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri’ni görmedi; o Muhammed bin Abdullah’ı gördü. Eğer o Rasûlüllah (s.a.v.) Haz­retleri’ni görmüş olsaydı, elbette imân eder ve böylece şekâavetten çıkıp saadete girerdi.”

Sonra Şeyh Ebü’l-Hasan el-Harkânî hazretleri buyurdular:

-“Bunu Allâh-ü Teâlâ hazretleri’nin kitabında tasdik eden şu âyet-i kerimedir:

“Siz onları, doğru yolu göstermeye çağıracak olsanız, duy­mazlar. Ve görürsün onları, sana bakıp duruyorlardır da; görmez­ler.” (A’raf Suresi – 198)

Başın gözüyle bakmak, bu saadeti vacib kılmıyor. (Bu ger­çeği görmek için) bilakis sır ve kalb gözüyle bakmak ve görmek lazım. Bunu insana tam tâbi olmak verir.

 İsmail Hakkı Bursevi, Ruhu’l-Beyan Tefsiri, Fatih Yayınevi: 3/407-410

İMANI İSLAH EDEN HALLER

Allahü Teala hazretleri buyurdu:

             -“Ve muhakkak ki kullarımdan bazıları vardır; onun imanını ancak zenginlik ıslah eder. Eğer onu fakir kılarsam; elbette onu bozmuş olurum.

            Ve kullarımdan bazıları vardır. Onun imanını ancak fakr-u zaruret ıslah eder. Eğer onu zengin kılmış olsam; elbette bunu bozmuş olurum.

            Ve kullarımdan bazıları vardır. O kimsenin imanını ancak sıhhat ıslah eder. Eğer onu hasta edersem; hastalık onu bozar.

            Kullarımdan bazıları vardır ki, bunların imanlarını ancak hastalık ıslah eder. Eğer ona sıhhat verirsem; bu sıhhat onu bozar.

            Ben kullarımın işlerini ilmimle tedbir ettim.

            Ve ben kullarımın kalblerini de biliyor ve haberdarım…”

Bu Hadis-i Kudsi’yi Enes(r.a) hazretleri rivayet etti. “Bahru’l Ulum” da olduğu gibi.                                                        

Kaynak: Ruhu’l Beyan Tefsiri Cilt 15 Sh.267

Evliyanın Sözünü Dinlemeyenin Tavuğunu Köpekler Yer.

 

Ebü’l-Hamza Hemedani isminde birisi, bir akşam Cafer-i Huldi’nin yanına geldi. Gelmeden önce de, evinde, tandırda bir tavuk kızarttırmıştı. Akşam yemeğini evinde çocuklarıyla beraber yiyecekti. Cafer-i Huldi’nin yanına gelip bir müddet sonra gitmek için izin istedi. Cafer-i Huldi:

“Bu akşam burada kal.” Buyurdu.

O kimse, bu akşam burada kalırsam,  sabah namazına kadar ayrılamam. Çocuklar da ben gitmeden yemek yemezler  ve aç kalırlar diye düşünüp:

“Müsaade ederseniz gideyim .” dedi.  Cafer-i Huldi:

“Hayır bu akşam burada kalacaksın.” Buyurdu. Gelen kimse:

“Mühim bir işim vardır, gideyim.” Deyince, Cafer-i Huldi:

“Sen bilirsin.” Buyurdu. O kimse evine gelip, hizmetçisine kızarmış tavuğu getirmesini söyledi.

Hizmetçi gidip, pişmiş tavuğu getirirken ayağı takılıp, yemek kabı elinden düştü. Yemek kabı kırılıp yemeğin suyu döküldü. Pişmiş tavuk da yola düştü. Ebü’l-Hasan hizmetçisine:

“Hiç olmazsa pişmiş tavuğu getir, temizleyip yeriz.” Dedi. Hizmetçi giderken, oradan geçmekte  olan bir köpek , tavuğu kapıp gitti. Ebü’l-Hasan Hamza:

“Her şeyi kaçırdık. Bari, üstadın sohbetini kaçırmayalım.” deyip, Cafer-i Huldi’nin yanına geldi.

Üstad kendisini görünce buyurdu ki:

“Evliyanın kalplerine bir parça gönül vermeyenin ve söz dinlemeyenin tavuğunu, Allahü Teala köpeklere verir.”

Ebü’l-Hasan, bunu duyunca hatasını anladı ve tövbe etti.   

Kaynak:Ruhü’l-Beyan Tefsiri Cilt:15, Sahife 416,417,418