Ramazan-ı Şerif ayının heyecanını kalplerimizde daha yakın hissetmeye başladık. Maddi ve manevi programlarımızı o mübarek aya göre düzenlemeye başladık.
İslam büyüklerinin beyanına göre Ramazan-ı Şerif senenin harmanıdır.
Onda bir seneye hatta bazen bir ömre yetecek manevi hasılat elde edilir. Onun için dünya ve ahiret saadetini her şeyin üstünde tutan müminler, Ramazan-ı Şerife farklı değer verir, farklı hazırlanırlar.
Receb-i Şerifin ilk gecesinden bu güne kadar geçirdiğimiz mübarek günler, kandil gecelerinin muazzam bereketi, hep bu hazırlıklardandı.
Ramazan-ı Şerifin en önemli hususiyetlerinden biri de Kur’an-ı Kerim ayı olmasıdır. İmamı Rabbani Hz. ”Ramazanı Şerifle Kur’an-ı Kerim arasında tam bir münasebet vardır.” buyuruyor.
Bilindiği gibi Kur’an-ı Kerim, Ramazanı şerifte indirilmeye başlandı.
Zaten Ramazan-ı Şerif de değerini Kuranı kerimden almıştır.
İlk inen ayetler, “Yaratan Rabbinin adı ile Oku.” diye başlayan, Alak suresinin ilk beş ayeti idi. Daha sonra Müddessir suresinin ilk beş ayeti, Kalem ve Müzzemmil sureleri indi.
Her ayet indiğinde Cebrail (as)onun yerini de söylerdi.
Yani Kur’an-ı Kerimin tertibi, ayetlerin sıralaması da tamamen Vahiyledir, Allah’ımızın emri iledir.
Ayrıca her sene Ramazan-ı Şerifte Cebrail (as),o ana kadar inmiş olan ayetleri sırası ile okur, Resulullah Efendimiz(sas) de takip ederdi.
Yani mukabele yapardı. O da hafız olan sahabelerine, vahiy katiplerine okurdu.
Efendimiz (sav)in irtihal edecekleri sene ise bu şekilde iki defa Kuranı kerim hatmedilmiştir. Onun için Ramazan-ı şerifte Kur’an-ı Kerimi hiç değilse bir defa hatmetmek sünnet, bunun mukabele şeklinde olması ise ayrıca sünnettir.
Bu sebeple, günlük meşgalelerin arasında gaflet edip Kuran-ı kerim okumaya vakit ayıramayan; ama kalbinde onun hasretini taşıyan müminler, Ramazanı şerifin gelmesini fırsat bilerek mukabele veya hatim programları ile bu hasretliği gidermeye çalışırlar. Ramazanı şerifin, orucun ruhlarımızda bıraktığı o güzellik bir de Kur’anla birleşerek bizleri lahuti alemlere, bambaşka manevi güzelliklere götürür.
Hadis-i Şerifte şöyle buyruluyor:
“Kur’an okuyunuz. Çünkü Kur’an, kıyamet gününde kendisini okuyanlara şefaatçi olarak gelecektir.” (Sahih-i Müslim)
Diğer bir Hadis-i Şerifte şöyle buyrulur: “Bir cemaat Allah’ın evlerinden bir evde toplanır, Allah’ın kitabını okur ve aralarında müzakere ederlerse, üzerlerine sekinet iner, nur iner, onları rahmet kaplar ve melekler etraflarını kuşatır. Allah (cc) onları kendi nezdindekiler arasında anar.”
Cenab-ı Hakkın bizlere hediyesi ve Sevgili Peygamber Efendimiz (sav.) in emaneti olan Kur’an-ı Kerim’in faziletlerini anlatmak bizim haddimize değildir.
Ayet-i kerime ve hadis-i şeriflerde ifade buyrulduğu üzere, O;
“Allahtan korkanlar için şüphesiz tam bir yol göstericidir.”(Bakara, 2-3)
”Hak ile batılı ayırt eden bir söz ve sımsıkı sarılmamız gereken, Allah’ın sağlam bir ipidir. O’na tutunan doğru yolu bulmuş, O’na hizmet edenler O’nun şefaat ve bereketi ile dünyada ve ahrette daima yükselmiştir.”
Evlerinizi namaz kılmak ve Kur’an okumakla nurlandırınız. Beyhaki(Hazinetül Esrar Sh.83)
Ya Eba Hureyre! Kur’an-ı öğren ve öğret. Ölüm sana gelinceye kadar buna devam et. Bu halde bulunduğunda ölüm sana gelecek olursa, müminler Beytullah’ı tavaf ettiği gibi, meleklerde senin kabrine haccedeceklerdir. Şerh-i Şatibiyye (Hazinetül Esrar Sh.66)
Kur’an-ı öğrenin ve okuyun! Çünkü Kur’an-ı öğrenip okuyan ve onun hükümleriyle amel edip yaşayanın misali, içi misk dolu bir keseye benzer; kokusu her yana yayılır. Kur’an-ı okuyup onu sadece içinde tutan, ağzı düğümlü misk torbasına benzer. Tirmizi, Nesai, İbn-i Mace(Hazinetül Esrar Sh.60)
Yaşlı adam her gün Kur’an-ı Kerim okuyor fakat ezberleyemiyordu. Küçük oğul:
“Baba ezberleyemediğin halde neden her gün okuyorsun?” diye sordu. Baba, kendisiyle kömür taşınan sepeti göstererek:
“Sepetle şu denizden bana su getirdikten sonra söyleyeceğim” dedi.
Oğul denizden su getirmeye çalışır fakat defalarca denemesine rağmen başaramaz. Babasına dönerek:
“Baba başaramıyorum. Bununla su taşıyamam ki” der. Baba sepeti göstererek:
“Peki onda bir şey fark ettin mi?” diye sorar.(Kendisiyle kömür taşınan sepet artık tertemiz olmuştu.) Oğul:
“Evet baba sepet tertemiz olmuş.” Baba:
“İşte böyle oğul. Kur’an-ı Kerim deniz suyu gibidir. Kalbimde tutamazsam bile dünyanın pislikleriyle kirlenen kalbi temizler.” der.
Hayat, Allah’ı zikretmeyle paklanır…
Ne mutlu, dünya ve ahirette onun şefaatine nail olanlara..
Beğendiyseniz paylaşabilirsiniz. "Hayra vesile olan yapan gibidir."H.Ş. (Tirmizî, İlm, 14.)