Etiket arşivi: Şeyh Şamil Hazretleri

HAK’TAN KORKAN HALKTAN KORKMAZ

Şeyh Şâmil, İslâm dinini yaymak ve öğretmek için Dağıstan’da mücadele etmiş bir İslâm gazisidir. Halkın unuttuğu dînî hükümleri ve sünnet-i seniyyeyi ihyâ etmek, onlara öğretmek için mücadele etti. Aralarına yerleşen küfür âdetlerini kaldırmakla uğraştı. Halkı, din düşmanlarına yardım etmekten, onlarla dost olmaktan men ediyordu.

Dağıstan halkı, Rus ordusunun meyve vs. ihtiyaçlarını karşılıyor, onlar da mukabilinde yardım yapıyorlardı. Önce Gazi Muhammed, ondan sonra da Şeyh Şâmil, halka bunu yapmamalarını söylemişlerdi. Yine bir seferinde General Kilyoko, Rus ordusu için Kimrah köyünden, beş katır yükü üzüm çubuğu ve tatlı meyve fidanı göndermelerini talep etmişti. Beldenin ileri gelenleri, meseleyi istişare için toplandılar. İmâm Şâmil o mecli geldiğinde, oradakilerin bunları gönderme arzusunda olduklarını gördü. Onlara, “Biz, ‘Bunları beldemizden gönderelim.’ yahut ‘Göndermeyelim.’ dediğimizde bu kararımıza uymayan çıkar mı?” diye sordu, “Hayır” dediler. Onlara şöyle dedi: “Öyleyse din düşmanlarına böyle yardımlar yapmamalıyız. Çünkü kötü bir âdet olarak kalabilir ve ilelebed böyle devam eder. Hadîs-i şerîfte, ‘Müjdeler olsun o kimseye ki kendisi vefat ettiğinde günahları da onunla birlikte kesilir. Yazıklar olsun o kimseye ki kendisi ölür de günahları yaşamaya (işlenilmeye) devam eder buyurulmuştur. Benim bu husûsta görüşüm şudur: Siz ona şimdilik, ‘Sen bizim bağlarımızı ve ağaçlarımızı kesmiştin, geriye bıraktıkların da kurudu. Bu sene göndermemiz mümkün olmaz. Bu sene başkalarından iste, önümüzdeki sene yeniden yeşerdiğinde bakalım’ deyin. Umulur ki Hazret-i Allah o vakte kadar bir çaresini yaratır.” Onlar buna karşı sükût ettiler, razı olmadılar. İmâm Şâmil, onlara kızıp oradan ayrıldı.

Din düşmanlarına yardım eden ve dinin cihâd emrini tutmayıp dünyaya tamah eden o topluluktan ve evlatlarından iki sene içinde neredeyse hiçbir fert kalmadı. Rusların taarruzlarından dolayı evleri yandı, ocakları söndü. İmâm Şâmil ise din uğrunda cihâd ettiğinden dünya ona boyun eğdi, ömrü de uzun oldu. Hattâ Kimrah köyü üç defa yakıldığı hâlde İmâm Şâmil’in evi hiç yanmadı. Hâlbuki onun evini yakmak için husûsiyle çalışmışlardı.

Kaynak : 16 Şubat 2022 Fazilet Takvimi

Reklam

İhlas-ı Şerif Melekleri ile Yardım İsteğinde Bulunmak

“Ey iman edenler, bir düşman topluluğu ile karşılaştığınız zaman sebat edin ve Allah’ı çokça zikredin ki, kurtuluşa eresiniz.”  [Enfal Suresi 45] buyruğu gereğince

Cennet Mekân Üstadımız Hacı Abdullah Baba Hz.leri böyle sıkıntılı durumlarda 100 ihlâsı şerif okumayı tavsiye etmiş ve Ruslara karşı İslam adına savaşan Şeyh Şamil Hz.leri ile Seydişehirli Abdullah Efendi arasında geçen ibretlik hadiseyi bizlere şöyle nakletmiştir;

Şeyh Şamil Hazretlerinin kâfirle cihat ettiğini bilen Konya’nın Seydişehir ilçesinde Hacı Abdullah Efendi adında bir Allah dostu vardı. Bu mübarek oraya gidip kâfirle cihat edemediği için çok üzülürdü. Bir gün dervişlerine;

“Evlatlarım! Bizim oraya gidip silahlanmamız mümkün değil. Varmamız da mümkün değil. Ancak manevi yardımda bulunabiliriz onlara… Herkes 100 tane İhlâs-ı Şerif okusun. Sonra da ‘Ya Rabbi! İhlâs melekleriyle Şeyh Şamil Hazretlerine yardım eyle’ diye dua etsin”  buyurdu.

Uzun yıllar bu şekilde Abdullah Efendi Hazretleri dervişleriyle beraber, Şeyh Şamil Hazretlerine manevi yardım gönderdi. Şeyh Şamil, Allah dostlarının dualarıyla kuvvetlenip kâfire karşı güç kazanırken, Ruslarda boş durmuyordu. Sürekli bir açık arıyorlar, türlü yollar deneyerek mücadele ediyorlardı. Ve ne yazık ki sonunda umduklarına nail oldular ve Müslümanları mağlup ederek Şeyh Şamil Hazretlerini esir ettiler. Otuz dokuz yıl boyunca kendilerine kök söktüren bu mübarek Allah dostunu yenmiş olmanın sevinciyle, sanki göklere uçuyorlardı. Ve Şeyh Şamil Hazretlerini Rus çarının yanına getirdiler. Allah’ın aziz ettiğini kimse zelil edemez. Rus çarı O’nu son derece hürmetle karşıladı;

 “Senin kılıcını alamam, Sana hürmet gerekir. Otuz dokuz sene koskoca çar imparatorluğunu dize getirdin. Biz otuz dokuz değil yüz otuz dokuz yılda geçse yine Seni yıkamazdık. Şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Sen yıkılmadın, seni zakirlerin yıktı. Biz sizi mağlup edemeyince dininizi araştırmaya başladık. Sizin Peygamberinizin sözlerini incelerken, Peygamberinizin

‘Benim ümmetimi para sevgisi, kadın sevgisi, makam sevgisi yıkar’ diye bir sözünü bulduk. Bunun üzerine Senin zakirlerine;

 ‘Bir ihtiyarın arkasına düştünüz, gidiyorsunuz. Ömrünüz geldi geçiyor. Para isterseniz alın! Kadın isterseniz alın! Servet isterseniz alın! Dağda taşta senelerdir sıkıntı içindesiniz, arkadaşlarınız da hep ölüyor…’ dedik. Onlar bunları işitince;

‘Hakikaten de doğru. Koskoca çarlığa karşı gel, karşı gel nereye kadar. Biz bu işte yokuz.’ dediler ve kimisini parayla, kimisini kadınla, kimisini de sana falan yerin valiliğini verelim, şuranın amiri yapalım diye makamla teslim aldık. Onları satın aldık. Bunu da bil diye söyledim.

 Ancak Sen çok büyük bir kumandansın. Senin gibi büyük bir kumandanı ben esir edemem, özgürsün. Kılıcını eline al. Nerde yaşamak istiyorsan ailenle beraber gidebilirsin, serbestsin.” dedi. Bunun üzerine Şeyh Şamil Hazretleri;

“Ben Medine’de yaşarım” diyerek Medine’ye gitti…

O sene Seydişehirli Abdullah Efendi’de hac münasebetiyle Hicaz’da idi. Beytullah’tan sonra Medine’ye Ravzay-ı Mutahhara’ya gelmişti. Ravza’ya varınca Şeyh Şamil Hazretlerinin buraya geldiğini ve Medine’de yaşadığını öğrendi. Bunu duyar duymaz, Abdullah Efendi;

“Otuz dokuz sene kâfirle cihat eden bu mücahit zatın yanına elini öpmeye gidelim.” Diyerek dervişlerini topladı ve Şeyh Şamil Hazretlerinin yanına gitmek için yola koyuldu. Onlar yanına doğru gelirken Şeyh Şamil Hazretleri ’de manen Abdullah Efendi’nin kendisini ziyarete geldiğini haber aldı; 

“Bize yirmi beş sene ihlâs melekleriyle yardım gönderen Seydişehirli Abdullah Efendi geliyor. Ziyarete giden ziyaret edilenden daha fazla sevap alır. Bizde O’nu ziyarete gidelim” diyerek dervişleriyle beraber O mübareği karşılamaya gitti.

Nihayet yarı yolda karşılaştılar. Birbirlerini hiç görmedikleri halde tanıdılar ve ağlayarak birbirlerini kucakladılar.

Şeyh Şamil Hazretleri;

“Allah Senden razı olsun. Bize manevi kuvvet gönderdin. Ne zaman kâfir karşısında sıkışsak, zor duruma düşsek yeşil sarıklı meleklerin geldiğini görürdüm.

‘Yarabbi bu manevi destek kimdendir’ diye hayıflanırken bana ;

‘Alem-i manadan Seydişehirli Abdullah Efendi’nin dervişlerinin okuduğu ihlas-ı şeriflerden yaratılarak gönderilen melaike -i kiram hazeratıdır’ diye haber verildi.

‘Sizin gönderdiğiniz İhlâs melekleri bize yetişti. Kâfiri perişan ettik. Huzurlarınızda Seydişehirli Abdullah Efendi’ye minnetlerimi sunuyorum. Allah Ondan  ve dervişlerinden razı olsun ” diyerek Abdullah Efendiye dua ederken, O’da;

 “Allah Senden razı olsun kâfirle din-i Mübin İslam için çarpıştın. Ne yazık ki kadın, para, makam sevdasıyla sizi mağlup ettiler.” Diyerek karşılık verdi.

100 ihlâsı şerife okumak bizlere Cennet Mekân Abdullah Babamızın tavsiyesidir. Nasıl okunacağını sorduğumuzda;

İhlas“100 ihlâsı şerife okunacak, bağışlama yapmadan ‘Ya Rabbi okumuş olduğumuz ihlası şerfilerden yaratmış olduğun ihlâs meleklerinle ordumuza, polisimize, güvenlik kuvvetlerimize yardım eyle ’ diyerek dua edilecek.” Buyurmuştur.

Rabim ümmeti Muhammed’e dirlik, birlik, beraberlik versin. Müslümanların içine düştüğü bu durumdan tez zamanda kurtulmayı nasip ve müyesser eylesin.

Kaynaklar.

1-Arşt. Yaz. Nuri KÖROĞLU

2-http://abdullahbaba.com/soruDetay.asp?sorularID=481#yorumSonuc

3-https://www.facebook.com/permalink.php?id=58065207055&story_fbid=10151152364737056