Etiket arşivi: SEVGİLİ PEYGAMBERİMİZE(S.A.V.) ÜMMET OLMA ŞUURU

SEVGİLİ PEYGAMBERİMİZE (S.A.V.) ÜMMET OLMA ŞUURU

Sevgili Peygamberimiz (S.A.V.) nasıl ki yaratılmışların en şereflisi ise, onun ümmeti de diğer ümmetlerden hayırlı kılınmıştır.

Ona ümmet olmak, onun Peygamberliği zamanında dünyaya gelmiş olmak bizim gayretimizle olmadığı gibi, bu üstünlük de kendi çabamızla elde ettiğimiz bir vasıf değildir. Bu tamamen; Sevgili peygamberimiz, Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.)’ in büyüklüğündendir.

Hadis-i Şerifte Resûlullah Efendimiz (S.A.V.) şöyle buyurdular:

“Bana, diğer peygamberlere verilmeyen dört şey verildi: Bana yeryüzünün anahtarları verildi,  Ahmed diye isimlendirildim,  toprak bana temiz ve temizleyici kılındı ve ümmetim ümmetlerin en hayırlısı kılındı.(Müsned-i Ahmed                                                                                                                                         Görülüyor ki bizlerin en hayırlı ümmet kılınmamız, Sevgili Peygamberimize(sas) Cenabı Hakkın verdiği bir ikram ve iltifattır.

Ümmet-i Muhammet’den olmak öyle büyük bir nimet ki, peygamberler bile bunun için Cenabı Hakka iltica etmişlerdir. Tabi ki böyle büyük bir nimetin şükrünü tam manası ile eda edebilmemiz mümkün değildir.

 Ancak, bu nimetin büyüklüğünü tefekkür etmeli, daima Yüce Mevla’mıza Hamd ve şükür halinde olmaya çalışmalıyız.

Ayrıca, ”Ey habibim de ki eğer Hz.Allahı seviyorsanız, bana tabi olun ki Allah da sizleri sevsin, günahlarınızı mağfiret etsin…”ayeti kerimesinde emredildiği gibi, Sevgili peygamberimize her şeyimizle tabi olmaya çalışmak da bu nimetin şükründendir. İmamı Rabbani hz. Şöyle buyuruyor:

“Mahbûb-u Rabbul alemin olan Rasûlullah’a tâbi olmakla insan mahbûbiyet yani  Allah’ın  sevdiği kul  olma mertebesine ulaşır, muhabbet rütbesine nâil  olur. Akıllı insan zâhiren ve bâtınen tüm gücü ile Hayrül Beşer (S.A.V)’e tâbî olmaya gayret etmelidir. Vuslat yolu budur”.( Mektubat C.1 41.Mektup)

Sevgili Peygamberimize(S.A.V.)  tabi olmak evvela İnançta; Onun, Ehl-i Beyt ve ashabının yolu olan ehl-i Sünnet vel cemaat üzere olmaktır. Bu asıldır.

Bununla beraber beş vakit namaz başta olmak üzere, ilahi emirleri yerine getirmek, her türlü haramlardan sakınmak ve yaşayışımızın tamamını onun sünnetine uygun hale getirmeye çalışmaktır.

Bunlarda muvaffak olmak için de, önce bilgi eksiklerimizin giderilmesi gerekir.

Âli İmran suresi 110.ayeti kerimesinde şöyle buyrulur:

“Sizler, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten vaz geçirmeğe çalışır ve Allah’a inanırsınız…(Ali İmran suresi 110)

Bu ayeti kerimede; en hayırlı ümmet olan Ümmeti Muhammedin diğer vasıfları da iyiliği emredip, kötülüğü nehyetmek ve Allaha tam manası ile inanmak zikredilmektedir. Bu itibarla, Her mümin tam bir imanla Allah yolunda hizmet ve Allahın kitabını yaymakla vazifelidir. Bu hizmetler yapıldığı nisbette müminler madden ve manen yücelmişlerdir.

(Şanlı ecdadımızın maddi olarak sıkıntılı dönemlerde bile İslam sancağını yere düşürmemesi, mübarek beldelere namahrem elleri değirmemesi, bu iman ve şuurun neticesidir.)

Dünyaya dalıp bu vazifeleri ihmal etmek ise, dünya ve ahirette sıkıntılara sebep olacaktır. Bir hadisi şerifte şöyle buyrulur:

“Sizi iki sarhoşluk kaplar. Maişet,(dünyalık geçim)sevgisinin sarhoşluğu ve Cehalet sarhoşluğu. Böyle bir dönemde siz, iyiliği emredip, kötülüğü nehyedemezsiniz.(Çünkü dünyaya dalınca heyecanınızı kaybedersiniz,dini ilimleri öğrenmediğiniz için bilemezsiniz. Ve gücünüzü kaybedersiniz)

Ancak; (böyle bir dönemde iken) Kur’an-ı kerim ve Sünnet-i Seniyye’ye bağlı kalarak, onlara sımsıkı sarılıp ayakta kalanlar, dinlerini ayakta tutanlar müstesnadır. Onlar, ashabımdan muhacir ve ensarın önde giden büyükleri gibi ecir ve sevap alacaklardır. ” (Ramuz s.101)

Bu Hadis-i Şerif, İslam dünyasının bu günkü sıkıntılarının sebeplerine de ışık tutmaktadır. Onlar, sarhoşluk derecesinde dünyaya dalmak ve cehalettir.

Buna çare olarak kitap ve sünnete sımsıkı sarılıp dini ayakta tutmayı göstermektedir. İnsanlara iyliği emredip, kötülüklerden nehyedebilcek güç, buradan gelecektir. Çekilen sıkıntıların pek çoğu da onunla aşılacaktır.

Hadis-i Şerifte ayrıca, dinin garip zamanında Kur’an-a ve sünnete sahip çıkanlara, ashabı kiram gibi derece kazanma müjdesi de verilmektedir.

Hz.İsa A.S., Niçin Ümmet-i Muhammed’den Olmak İçin Dua Etti?

Reklam