Etiket arşivi: rızık

SABAH VAKTİ BEREKETTİR

Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki:

“Rızık ve ihtiyaçlarınızı, sabah erken vakitte talep ediniz. Zîra sabah vakti, bereket ve muvaffakiyet vaktidir.” 

Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem)  bir seriyye göndereceği zaman, günün ilk vaktinde gönderirdi. Binâenaleyh dünyalık işleri ve ihtiyaçları görmek için sabah erken hareket etmek mendûbtur ve berekettir. İbn-i Kemal Paşa (rah.): “İlim öğrenmek için de sabahın erken vakti mendûb görülmüştür.” demiştir.

Günün ilk vakti gençlik ve kuvvet, ikindi vakti ise ihtiyarlık ve bitkinlik vaktidir. 

Hazret-i Fâtıma (radıyallâhü anhâ) şöyle dedi: “Bir gün sabah (namazdan sonra) uzanmış, sabah uykusuna dalmıştım. Resûlullah (s.a.v.) bana uğradı ve mübarek ayağı ile bana dokundu. Sonra; “Kızcağızım! Kalk ve Rabb’inin rızık taksiminde hazır bulun, gâfillerden olma. Çünkü Allah, fecir ile güneşin doğması arasındaki vakitte insanların rızkını taksim eder.” buyurdu. (Şuabü’l-Îmân)

Ashâb-ı Kirâm’dan Sahr bin Gâmidî (r.a.), Resûlullah Efendimizin (s.a.v.); “Ey Allâhım, ümmetim için sabahın erken vaktini bereketli eyle.” diye duâ ettiğini rivâyet etmiştir. Kendisi de ticâret ehli olan Sahr (r.a.) ticâret mallarını sabah erken gönderirdi. Bu sayede servet sahibi olmuş ve malları çoğalmıştır. (Sünen-i İbn-i Mâce)

Evliyâdan Aliyyü’l-Havvâs (rah.) buyurmuştur ki: 

“Allâhü Teâlâ kullarına, bedenlerin gıdası olan maddi rızıkların taksimini sabah fecir doğduktan sonra güneş bir mızrak boyu yükselinceye kadar, ruhların gıdası olan mânevî rızıkların taksimini de ikindi vaktinden sonra güneş batıncaya kadar yapar. Bu iki vakitte uyumak, bunun için bizlere yasak kılınmıştır. Zîra bu iki vakitte uyumak, kişinin kimseye muhtaç olmadığını ve Hak Teâlâ tarafından dağıtılan rızıkların taksimini müşâhede etmeye ehemmiyet vermediğini gösterir.” (el-Uhûdü’l-Kübrâ)

Reklam

Rızık az veya çok verilince ne yapmak gerekir.

Ne karınca zayıf oldugu için aç kalır,
ne de aslan pençesinin zoruyla karnını doyurur.
“Rızık yalnızca Allah’tandır.”
Kimi insana az verir,
kimine de çok.
Ama ikisini de imtihan eder.
Az verdiğinden SABIR,
Çok verdiğinden ise ŞÜKÜR ister.