Ayet-i kerimede ;
“Allahın kendilerine rızık olarak bahşettiği hayvanlardan Allah için kurban kessinler ve onu zikretsinler diye, Biz kurbanı (geçmişte de) her ümmet için belli zaman ve yerde, yapılması gereken bir ibadet kıldık…. buyrulmaktadır. (Hacc suresi 34 )
Nitekim Kur’an-ı kerimde bildirildiği üzere diğer ibadetlerde de olduğu gibi kurbanla ilgili ilk emir Hz. Âdem (as)zamanına dayanır.
Oğulları Habil ve Kabil arasındaki ihtilaf Hz. Âdemi çok üzmüş, bunun üzerine Cenab-ı Hakka ilticada bulunmuştu. Cenab-ı Hak tarafından hangisinin haklı olduğunun tespiti için Kurban emredilmişti.
Kurbanla ilgili diğer mühim bir kıssa da Musa (AS) zamanındadır.
Kur’an-ı Kerimin en uzun suresi olan “Bakara” suresinde iki kabilenin savaşının bir kurban sayesinde önlendiği anlatılır.
Bu sure de ismini bu kurbanlıktan almıştır.
Yine Süleyman (as)kendisini namazdan alıkoydukları için Allah yolunda kurban ettiği cins atlarına karşılık Cenab-ı Hak onun emrine; atlardan daha hızlı olan bir rüzgâr vermiştir. Bununla ordularını havada uçurmuştur.
Kurban ile alâkalı en büyük imtihan ise Hz.İbrahim (AS)zamanında olmuştur.
Hz. İbrahim’e rüyasında, nezri hatırlatılarak ilk oğlu olan Hz. İsmail’i kurban etmesi emredilir. Hz. İbrahim rüyasını oğluna anlatır, O da hemen;
“Emr olunduğun şeyi yap.İnşallah beni sabredicilerden bulacaksın.” deyip teslimiyet göstermiştir.
Nitekim Efendimiz (S.A.V) başında hadisi şeriflerinde “Ben iki kurbanlığın oğluyum” buyurur.(Hakim-Müstedrek)
İki kurbanlıktan biri Hz. İsmail (A.S), diğeri de Sevgili Peygamberimizin babası Abdullah’tır. Siyer kitaplarından öğrendiğimize göre onun için de tam yüz deve kurban edilmiştir. Bu büyük kurbanlıklardan sonra Kâinatın efendisi dünyayı şereflendirmiştir.
Görülüyor ki; Allah yolunda büyük bir teslimiyetin ve fedakârlığın ifadesi olan kurban; mühim sıkıntıların halli ve büyük maddi ve manevi güzelliklerin zuhuru için en mühim iltica usullerinden biridir.
Yeni doğan çocuklar için hem Allaha teşekkür, hem de çocuğun sağlıklı olması için Akika kurbanı kesilmesi sünnettir.
Zamanında maddi imkansızlıktan veya bilmemekten dolayı akika kurbanı kesilmeyen pek çok kimse,imkan bulunca bu vecibeyi ileri yaşlarda kaza etmektedir.
Yine her hangi bir hastalıktan şifa bulmak, sıkıntımızdan kurtulmak için kurban keseriz. Yeni bir işe, inşaata başladığımızda, yeni bir ev, araba aldığımızda hayırlı olması ve kazalardan korunmak için Cenâb-ı Hakka kurban keserek iltica edilmesi güzel bir davranıştır.
Bütün bunların en faziletlisi ise hiç şüphesiz kurban bayramında Allahın emri ile kestiğimiz kurbandır. Şuurlu her mümin şimdiden bu büyük ibadeti hem kendisi hem ailesi, hatta çocukları için bile yerine getirmenin gayreti içinde olmalıdır.
İmkânlarımız müsaitse ihtiyaç fazlalarını kurban kesilmek üzere vekalet vererek; bu ibadeti en güzel bir şekilde yerine getireceğini bildiğimiz ve tam güvendiğimiz hayır kurumlarına hediye edebiliriz.
Kurban ciddi bir ibadettir. Usulüne tam riayet edilerek, takva üzere kesilmelidir. ”Ben verdim, vebali onların olsun .”şeklinde bir yaklaşım caiz değildir. Kurbanın kabulü ile alakalı, Maide suresinde şöyle buyrulur:
”Hz. Allah ancak takva ile yapılan amelleri kabul eder.”(Maide s.27)