Etiket arşivi: kelime-i tevhid

Âlemdeki ve Nefislerdeki Cümle Putları Silmek İçin

       

          …

         Nefsin hastalıklarından kurtulmayı son nefese kadar düşünmek mecburiyeti vardır.

         Âlemde ve nefislerde ne kadar put varsa cümlesini silmek için : Lâilâhe illallah Kudsî Kelimesi konmuştur. Bu güzel kelimede nefsin temizlenip islah edilmesi için pek büyük esrar ve menfaat vardır. Tarikat büyükleri nefsi temizlemek hususunda bu Kudsî Kelimeyi tatbik etmişlerdir. Nefse azgınlık gelip de ahdi bozmak cür’etinde bulunursa, bu Kelime-i Tayyibeyi tekrar ederek imanı tazelemek icab eder.

         H.Ş.’de : “ Lâilâhe illallah kelimesi ile imanınızı yenileyiniz.” Buyruluyor. Hiçbir zaman bu Kelime-i Tayyibe’nin tekrarından hâlî(boş, gafil) olmayınız. Nefs-i Emmâre, kötülükleri emreden makamda oldukça, bu Kelime-i Tayyibe onun ilacıdır.

         H.Ş.’de : “Eğer semâvât ve arz, terazinin bir tarafına, bu Kelime-i Kudsiye bir tarafına konmuş olsa, Kelime-i Tevhid tarafı ağır gelir.” buyurulmuştur.

         Kaynak : Mektubat-ı Şerif’ten Seçmeler Sayfa 20

***

         Enes b. Malik’in (r.a) rivâyet ettiği bir hadîs-i şerîfte Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:

        “Ey insanlar! Kim Allâhü Teâlâ’nın yarattığı bir şeyden duyduğu hayret sebebiyle ‘Lâ ilâhe illallâh’ derse Allâhü Teâlâ her harfi için üzerinde dünya günlerinin sayısı kadar yaprak bulunan ve her bir yaprağın o kişi için istiğfar ettiği ve kıyâmete kadar onun adına Allâhü Teâlâ’yı tesbih ettiği bir ağaç yaratır.”

         Kaynak : Fazilet Takvimi 27 Eylül 2012

***

         EN YÜCE KELİME: “LÂ İLÂHE İLLALLÂH MUHAMMEDÜN RESÛLULLAH” tıklayınız…

         YEDİ KELİME tıklayınız…

 

 

 

Reklam

KELİME-İ TEVHİD

kelime_i_tevhid

Enes b. Malik’in (r.a) rivâyet ettiği bir hadîs-i şerîfte Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:

“Ey insanlar! Kim Allâhü Teâlâ’nın yarattığı bir şeyden duyduğu hayret sebebiyle ‘Lâ ilâhe illallâh’ derse Allâhü Teâlâ her harfi için üzerinde dünya günlerinin sayısı kadar yaprak bulunan ve her bir yaprağın o kişi için istiğfar ettiği ve kıyâmete kadar onun adına Allâhü Teâlâ’yı tesbih ettiği bir ağaç yaratır.”

Kaynak : Fazilet Takvimi 27 Eylül 2012

EN YÜCE KELİME: “LÂ İLÂHE İLLALLÂH MUHAMMEDÜN RESÛLULLAH”

DUA Kelime-i ŞehadetResûlullâh (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurdular: “Meleklerin büyüğü Cebrâil (a.s.) dedi ki:

Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah kelimesinden daha yüce ve daha büyük bir kelimeyle yeryüzüne inmedim. Gökler ve yerler bu

kelimeyle ayakta durur. Ağaç, taş, toprak, deniz her şey bu kelime ile devam eder.

Bu kelime terazinin bir kefesine, gökler ve yerler de diğer kefesine konulsa, muhakkak bu kelime ağır gelir.”

“Lâ ilâhe illallah” kelime-i tevhîdi, “Muhammedün Resûlullah” ile birlikte söylenmesi meşhûr olduğundan her ne vakit yalnız birincisi söylense yahut yazılsa ikincisi de söylenmiş ve yazılmış olur. Aksi halde yalnız “Lâ ilâhe illallâh” tevhîdi ile bir kısım Yahudi ve Hıristiyanların tevhidi arasında ne fark kalırdı? “Muhammedün Resûlullah” bu farkı meydana çıkarmaktadır.

Tevhîd, Resûlullâh Efendimiz’in (s.a.v.) peygamberliğine inanmadıkça fayda vermez.

Çünkü bu iki kelime arasında kuvvetli bir alâka vardır. İkisi birlikte söylenince tamam olur.

“Lâ ilâhe illâllah” denilince, bundan “Muhammedün Resûlullâh” da birlikte kasdedilmiş oluyor. Yahudiler de, hattâ Hıristiyanlardan bir kısmı da Lâ ilâhe illâllah diyor, ama hiçbiri bundan Muhammedün Resûlullâh’ı kasdetmiyor. O halde “Lâ ilâhe illâllah” İslam dininde iki şehâdetin, yani;

“Lâ ilâhe illâllah, Muhammedün Resûlullâh”ın alemi olmuştur. Fetih sûresinin 28 ve 29. âyetlerinde buna işaretle şöyle buyuruluyor: – meâlen-:

“O, O Allâh’tır ki resûlünü hidâyet rehberi ve Hak dîni(; İslâm) ile gönderdi ki (İslâm Dinini) diğer bütün din(ler)in hepsinin üzerine galip kılmak için. Şâhid olarak da Allah yeter: Muhammed Resûlullah’dır. Onunla beraber bulunanlar, kâfirlere karşı çok şiddetli, birbirlerine karşı ise pek merhametlidirler.”

Kaynak : http://www.fazilettakvimi.com/tr/2014/4/16.html

YEDİ KELİME

Şu yedi kelimeyi muhâfaza eden Allah ve melekler yanında sevilir:

1– Yemeğin evvelinde “Bismillah…”

2– Yemekten sonra “Elhamdülillah…” de.

3– Gıybet vâki olursa Allah’ım beni ve gıybet ettiğim kişiyi bağışla diye duâ et.

4– Yapmaya niyet ettiğin iş için İnşâallah

5– İbâdet ve kusur hâlinde Lâ havle velâ kuvvete illâ billahil aliyyil azîm…

6– Sıkıntı olursa: İnnâ lillahi ve innâ ileyhi râciûn… de.

7– Mümkün oldukça Kelime-i Tevhid-i kalp ve dilinden bırakma.

Kaynak : Mekasidu’t – Talibiyn

MEZARLIKTA SEVAP PAYLAŞIMI

H.Ş. : “Kabrindeki ölü, suda boğulmakta olup da her şeye sarılan kimse gibidir; evladından, ana ve babasından, kardeşlerinden ve yakınlarından dua bekler.Ölülerin kabirlerine, her gün hayattakilerin dualarından dağlar gibi nurlar iner.”(Deylemi) Salihlerden biri bir akşam, misafir olmak istediği köyün mezarlığına kadar gelmiş; ancak köyde bir tanıdığı bulunmadığından, mezarlığın tenha bir yerinde sabahlamaya karar vermiş. Yatsıyı kılıp duasını yaptıktan sonra otların üzerine yatıp uyumuş. Geceleyin İbretli bir rüya görmüş… Bütün kabir halkı ayakta, sevinçle bir şeyler paylaşıyorlarmış… Merak edip sormuş:

— Ey kabristan sakinleri, ne paylaşıyorsunuz böyle sevinçle? Biri cevap vermiş:

— Sevap paylaşıyoruz, sevap!

— Sevap sizin için çok mu önemli?

— Ne diyorsun sen! Ateşe düşen bir adamın, ateşin yakmadığı bir gömleği giymesi ne kadar mühimse, sevap da bizim için öyle önemli. Çünkü bizler de, sizin gibi hayatta iken bazı günahlar işlemişiz. Bu günahlardan dolayı burada ateş gibi sıcakların İçinde yatıyoruz. Ancak bize sevap hediye edilirse, onları sırtımızda sıcaklık geçirmeyen gömlek gibi hissediyoruz. Sıcaklığın te’siri azalıyor. Azabımız hafifliyor. Uyuyan zat tekrar sormuş:

— Söyler misiniz, bu taksim ettiğiniz sevabı kimler hediye etti? Bu sevabı yoldan geçen mü’minler hediye ettiler. Birçok insan mezarlıktan geçerken duygusuz ve anlayışsız şekilde dalgın-dalgın geçip gidiyor. Bir Fatiha üç İhlâs, yahut bildikleri bir duayı okuyup da ölülere hediye etmiyorlar. Ama öyleleri de var ki; yarın biz de öleceğiz, bize de okumazlar sonra, diyerek mezarlıktan geçerken hemen bildikleri duaları okuyup ölmüşlere hediye ediyorlar. İşte böyle bir grup geçti buradan… Akşamdan bu yana onların okuduklarının sevabını paylaşıyoruz. Artık bu sevaplarla bizi sıkan sıcaklığın te’sirinden biraz daha kurtulacağız. Bunun için sevinçli görüyorsun bizi… Misafir yolcu, bundan sonra gördüğü her mezarlıktan okumadan geçmemiş. Mutlaka bildiği dualardan okuyup hediye ederek, mevtaların sevap paylaşmalarına vesile olmaya gayret etmiş… *** H.Ş. : “Kabrindeki ölü, suda boğulmakta olup da her şeye sarılan kimse gibidir; evladından, ana ve babasından, kardeşlerinden ve yakınlarından dua bekler.Ölülerin kabirlerine, her gün hayattakilerin dualarından dağlar gibi nurlar iner.”(Deylemi)

H.Ş. : “Muhakkak cennette kişinin derecesi yükseltilir de ‘Bu derece bana nereden?’ diye sorar. Evladının sana istiğfarı sebebiyle denilir.” (Sünen-i İbn-i Mace)

H.Ş. : “Kul, ana ve babaya duâ etmeyi terk ettiği zaman, rızk ondan kesilir.(Ramuz’ul Ehadis – C.1,S.39/1) (Maddî ve mânevî nasip azalır, mahrûmiyet başlar…) *** Kelime-i Tevhidin Fazileti Şeyh Ebu Rebi der ki; bir sofrada yemek yiyecektik. Benim de okunmuş yetmiş bin Tevhid’im vardı. Hiçbir yere de bağışlamamıştım. Bizim soframızda genç, Salih bir delikanlı da vardı. Keşfi açıktı. Elini yemeğe sundu ve ağlamağa başları. Ne oldu dediler. Dedi ki; İşte Cehennem, anamı da Cehennemde görüyorum. Yemedi ve mütemadiyen ağlıyordu. Şeyh Ebu Rebi der ki: İçimden şöyle niyaz ettim. Allah’ım, biliyorsun ki benim okunmuş yetmiş bin tehlilim var. Bunu bu çocuğun annesinin Cehennemden kurtarılması için Ruhuna bağışladım. Bunları hep gizli ve kalbimle söyledim. Çocuk birden ağlamayı bıraktı. Gülerek El Hamdülillah anamı Cehennemden çıkardılar dedi ve bizimle yemek yemeye başladı. Ebu Rebi der ki; Bu vakıa bana iki şeyi indirdi. Biri, bu yetmiş bin Tehlil’e dair rivayet edilen Hadis-i Şerifin sahih olduğu, diğeri ‘de o gencin keşfinin sahih olduğudur. Tehlil okumanın tarifi: Abdestli kıbleye müteveccih oturup 25 Estagfirullah, l kerre Fatiha-i şerife, 3 aded İhlâs-ı şerif, 3 adet selâvat-ı şerife. Okuyup, Resul-ü Ekrem Sâllâüahu aleyhi vesellem efendimizin Ruh’u şeriflerine hediye etmeli. (LA İLAHE İ L L A L L A H ) ‘ı dürüst okumalı. Kaynak  : Muhyiddini Arabi Hazretlerinin eserinden alıntı yapılmıştır. *** Biz de her daim fırsat kollamaya çalışalım, ölmüşlerimize ve diğer ölmüş bütün mü’minlere hediyeler göndermekten geri kalmayalım… Hatta hayatta olan kardeşlerimizi de dualarımızdan eksik etmeyelim. Ölenin ruhuna hediye olmak üzere yapacağımız hayırlar-hasenatlar, hatimler, dualar için belli günleri beklememeli, her an her zaman onları hatırımızdan çıkartmamalıyız. Ruhlarını; Tevhid, İstiğfar, İhlâs ve Kur’an… hatimleriyle devamlı olarak şâd etmeye gayret etmeliyiz. Nitekim ölen mü’min için İhlâs-ı şerif hatminin önemini belirten Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır: Sevdiğiniz ölmüş bir kişinin ardından, eğer 1000 defa Kul huvallhu ahad (İhlâs-ı şerif) suresini okursanız, o kişinin ruhunu azaptan kurtarmış olursunuz“. Onların azaptan kurtulması veya derecelerinin yükselmesi için bir alışkanlığımız var mı? Hafta da bir Yasin, Günde bir Fatiha üç İhlas okuyarak hediye ediyor muyuz veya 70.000 Kelime-i Tevhidi bölerek tamamlamaya gayretimiz var mı? Ayrıca insan yaptığı amelin sevabını başkasına bağışlayabilir. İster namaz olsun, ister oruç olsun, ister sadaka ve benzeri şeyler olsun fark etmez.