Etiket arşivi: Fitre

Şeytan Ne İle Korkutur?

Evveli Rahmet, ortası mağfiret, sonu da Cehennemden kurtuluş olarak müjdelenen Ramazan-ı Şerifin son on gününe yaklaşıyoruz. İlk günlerdeki Rahmet, mağfiret sağanağı hız kesmeden devam etmekte ve son on gün, kulların Cehennemden kurtulup Cennetlikler defterine kaydolacağı müjdelenmektedir. Bu müjdeye ve bu günlerin büyük feyz ve bereketine kavuşmak isteyenler, Ramazan-ı Şerifin son on günü girdiğinde gevşemek şöyle dursun ibadet, taat, dua ve ilticaya daha çok ağırlık vermekte; kendilerini cehennem ateşinden kurtaracak olan, zekat sadaka-i fıtır ve diğer hayır ve hasenatlarını artırmaktadırlar.

Son on gece Leyali-i Aşera, yani ayet-i kerimede esrarına yemin edilen on mübarek gecelerdendir.
Bu Rahmet iklimi içerisinde, Ramazan-ı Şerifte yaptığımız bütün ibadetlerimizin eksiklerini giderecek, adeta Ramazan-ı Şerifin ve Oruçların Sehiv secdesi sayılan ve 
kısaca fitre dediğimiz Sadaka-i Fıtır’dır.

Fitre; Ramazan ayının sonuna yetişen ve aslî ihtiyaçlarının dışında nisap miktarı mala sahip bulunan her Müslüman’ın vermesi vâcib olan sadakadır.

Fıtrat yani yaratılış sadakası demektir. 

Hz.Allâh’ın bizleri en güzel varlık olarak yaratmasına mukabil bir teşekkür; Ramazan ayına kavuşma, rahmet-mağfiret ve feyzinden istifâde etme nimetine bir şükürdür.

Nisap miktarı ise zekâtla aynıdır. Ancak zekâtta olduğu gibi malın üreyici olması ve üzerinden bir sene geçme şartı yoktur.

Kişinin bakmakla yükümlü olduğu şahıslara da vâciptir.

Veliler çocuklarının yerine de fitre verirler.

Fitrenin Vâcib olma vakti Ramazan bayramının birinci günü fecrin doğuşundan başlayıp bayram namazından çıkma anına kadardır. Bununla beraber vaktinden evvel de verilebilir. Tabî ki efdal olan, fakir ve yoksulların ihtiyaçlarını bayramdan evvel karşılayabilmeleri için, önceden veya vaktinde vermektir.

Fitrenin miktarı, kişinin kendi yediğinin ortalamasından,bir günlük; yani iki öğünlük yemek bedelidir. Her sene hesaplanıp camilerin girişlerinde ilan edilir.

Ancak, mümkünse o miktarın da üstüne çıkmaya çalışmak akıllıca bir iştir.

Çünkü sene içerisinde vereceğimiz hiçbir sadaka bunun yerini tutmayacaktır.

Rahatsızlığından dolayı oruç tutma imkânı olmayanların vereceği oruç fidyeleri de aynı miktardadır. Fitrenin veriliş yerleri zekat ile aynıdır.

Peygamber Efendimiz(sav) bayram namazını kılmazdan evvel eshâbına sadaka-i fıtır ile emreder ve hutbemin başında okuduğumMuhakkak sadaka-i fıtrını veren kurtuldu” meâlindeki âyet-i kerîmeyi okurlardı. (A’la 14.)

Ayrıca hadîs-i şeriflerinde de fitre ile alakalı olarak şöyle buyururlardı:  

”Sadaka-i Fıtır, Oruçlu için hatalı ve çirkin sözlerden temizlik, yoksullar için yemektir. Kim onu bayram namazından önce verirse o makbul bir sadakadır,kim de bayram namazından sonra verirse o sadakalardan (herhangi) bir sadakadır.”

“Ramazan orucu, semâ ile arz arasında askıdadır. Oradan yukarı ancak sadaka-i fıtır ile yükselir.”

İnsani bir meziyet olan Sadaka ve iyilik dinimizde daima teşvik edilmiştir.

Ayeti kerimede şöyle buyrulur:

Şeytan, fakirleşirsiniz diye korkutup, size cimriliği, çirkin şeyleri emreder, sadaka verdirmek istemez.Hz.Allah ise kendi lütfundan size mağfiret ve bol nimet vadediyor. Allah’ın ihsanı geniştir, her şeyi hakkıyla bilendir.”(Bakara 268)

Hadisi şeriflerde ise şöyle buyrulur:

Sadaka vermek malı eksiltmez. Kul başkalarının hatalarını bağışladıkça Allah’da onun şerefini artırır, Kul Allah için tevazu gösterdikçe Allah da onu yükseltir.” (Müslim, Birr 69)

Hastalıklarınızdan sadaka ile kurtulun, Zekat ile mallarınızı koruyun…”

Sadaka belâları defeder, ömrü uzatır, kötü ölüme mani olur.”

”Sadaka vermekte acele edin. Çünkü bela, sadakayı geçemez.” (Beyhaki)

Reklam

Ramazan-ı Şerifin son on gecesi ve Fitre

Evveli Rahmet, ortası mağfiret, sonu da Cehennemden kurtuluş olarak müjdelenen Ramazan-ı Şerifin son on gününe ulaştık. İlk günlerdeki Rahmet ve mağfiret sağanağı hız kesmeden devam etmekte ve son on gün, kulların Cennetlikler defterine kaydolacağı müjdelenmektedir. Bu müjdeye ve bu günlerin büyük feyiz ve bereketine kavuşmak isteyen müminler gevşemek şöyle dursun; ibadet ve taata, dua ve ilticaya daha çok ağırlık verirler. Ramazan-ı Şerifin son on gecesi Leyali-i Aşera, yani ayet-i kerimede esrarına yemin edilen on mübarek gecedendir. Kadir gecesi de bu geceler içerisinde aranır.
İslam alimlerinden İmamı Şarani hz.nin Ramazanı Şerifin giriş günlerinden yaptığı tespitlere göre yarın akşamın kadir gecesi olma ihtimali de kuvvetledir.(tıklayınız)

Aslında bundan sonraki her geceyi kadir niyeti ile ihya etsek yine de bu gecenin büyüklüğü yanında fazla bir şey yapmış sayılmayız.
Nitekim Sevgili peygamberimiz(sav) de bizzat bu günlere ayrı bir önem verirdi.
Hz. Aişe validemizin bildirdiğine göre, Efendimiz (sav), Medine-i Münevvereye hicretten sonra başlayıp vefatına kadar her sene Ramazanın son on gününü Mescidin bir köşesinde ibadetle geçirmiş, ümmeti namına dua etmiştir. Ehl-i beyte de aynı şekilde teşvik etmiştir.

Bu Rahmet iklimi içerisinde, Ramazan-ı Şerifte yaptığımız ibadetlerimizin eksiklerini gidererek kabulünü sağlayan, meblağı küçük ama fazileti çok büyük olan, kısaca Fitre dediğimiz Sadaka-i Fıtır’ dır. Fitre; Ramazan ayının sonuna yetişen ve aslî ihtiyaçlarının dışında nisap miktarı mala sahip bulunan her Müslümanın vermesi vâcip olan sadakadır.

Fitrenin Vâcib olma vakti aslında Ramazan bayramının birinci günü sabah namazı vaktinden başlayıp bayram namazından çıkma anına kadardır.
Bununla berâber vaktinden evvel de verilebilir.
Tabî ki efdal olan, fakir ve yoksulların ihtiyaçlarını bayramdan evvel
karşılayabilmeleri için, önceden veya vaktinde vermek; geciktirmemektir.
Nisap miktarı ise zekâtla aynıdır. Ancak zekâtta olduğu gibi malın üreyici olması ve üzerinden bir sene geçme şartı yoktur.
Kişinin bakmakla yükümlü olduğu şahıslara da fitre vâciptir.
Fitrenin veriliş yerleri zekatla aynıdır. Onun için hem kendimiz, hem çoluk çocuğumuz için vereceğimiz fitrelerimizin değeri, sene içerisinde vereceğimiz diğer sadakalarla kıyas edilmeyecek kadar büyüktür.
Oruç tutamayacak kadar rahatsız olanların ödeyeceği fidye’nin miktarı da her gün için bir fitre miktarıdır.
Sadaka-i fıtr; isminden de anlaşılacağı üzere fıtrat yani yaratılış sadakası demektir. Allâh(cc)’ın bizleri en güzel varlık olarak yaratmasına mukabil bir teşekkürün ifâdesi; Ramazan ayına kavuşma, rahmet-mağfiret ve feyzinden istifâde etme nimetine karşılık Allah için verilen bir yaratılış hediyesidir.
Bizim yaptığımız en küçük bir hayrın karşılığı ise Allah katında elbette fazlası ile verilmektedir. Ayeti kerimede mealen şöyle buyruluyor:
“Siz hayır için ne harcarsanız; Hz.Allah, onun peşinden (dünya ve âhirette) karşılığını hemen verir. O rızık verenlerin en hayırlısıdır.”(Sebe suresi 39)

Makbul bir fitre, oruçtaki eksikliklerimizi giderir, orucun kabul edilmesine sebeptir. Adeta namazdaki sehiv secdesi gibidir.
Ayrıca daha önemlisi, ölüm sıkıntılarından ve kabir azâbından kurtuluşa da vesîledir. Öte yandan, yoksulların ihtiyaçlarını gidermeye, bayram neşesindenonların da istifade etmelerine bir yardımdır. Hadisi şeriflerde şöyle anlatılır:

“Allâhu Teâlâ; fitreyi, oruç tutanı boş, faydasız ve çirkin sözlerden temizlemek ve fakirleri doyurmak için vacip kıldı. Kim fitreyi bayram namazından önce verirse makbul bir fitre olur. Bayram namazından sonra verirse diğer sadakalar gibi bir sadaka olur.”

“Ramazan orucu, semâ ile arz arasında askıdadır. Oradan yukarı ancak fitre ile yükselir.”

“Sadaka belâları defeder, ömrü uzatır”

“Sadaka vermekte acele ediniz. Çünkü belâ, sadakayı geçemez.” (Beyhakî,)