Mübarek Ramazan-ı şerifin sonuna geldik. Elimizin altından kayıp giden bu mübarek ayın hakkımızda şefaatçi olmasını ümit ederek, son günleri ve hatta saatleri bile değerlendirmenin gayreti içerisindeyiz.
Bu fırsatlardan birisi Ramazanın son gecesi, yani son teravih kıldığımız gece; bir diğeri de bayram gecesi ve sabahıdır. Yani teravih kılmadığımız ve hepimizin bayram hazırlıkları ile meşgul olduğu o son gece.
Hadisi şerifte müjdelendiği üzere bu geceler Ramazan-ı Şerif boyunca affedilen, mağfiret edilen ve Cehennemden azat edilip Cennetlikler defterine kaydedilenlerin adedince, müminler bu mükafatlara nail olacaklardır. Yine; her iki bayram gecesi (yani Ramazan ve Kurban bayramlarına çıkacağımız gecelerde)yapılan dualar reddedilmez, o geceleri ihya edenlerin kalpleri ölmez. Bu bakımdan o gece ve bayram sabahı tecelli edecek büyük Rahmet ve mağfiret sağanağından mahrum kalmamanın gayreti ve heyecanı içerisinde olmalıyız.
Bu Rahmet iklimi içerisinde, Ramazan-ı Şerifte yaptığımız bütün ibadetlerimizin eksiklerini giderecek, adeta Ramazan-ı Şerifin ve Oruçların Sehiv secdesi sayılan, kısaca fitre dediğimiz Sadaka-i Fıtır’dan da birkaç kelime bahsetmek istiyorum.
Fitre; Ramazan ayının sonuna yetişen ve aslî ihtiyaçlarının dışında nisap miktarı mala sahip bulunan her Müslüman’ın vermesi vâcib olan sadakadır. Fıtrat yani yaratılış sadakası demektir.
Allâh(cc)’ın bizleri en güzel varlık olarak yaratmasına mukabil bir teşekkür; Ramazan ayına kavuşma, rahmet-mağfiret ve feyzinden istifâde etme nimetine bir şükürdür.
Nisap miktarı ise zekâtla aynıdır. Ancak zekâtta olduğu gibi malın üreyici olması ve üzerinden bir sene geçme şartı yoktur. Kişinin bakmakla yükümlü olduğu şahıslara da vâciptir.
(Fitrenin Vâcib olma vakti Ramazan bayramının birinci günü fecrin doğuşundan başlayıp bayram namazından çıkma anına kadardır. Bununla beraber vaktinden evvel de verilebilir. Tabî ki efdal olan, fakir ve yoksulların ihtiyaçlarını bayramdan evvel karşılayabilmeleri için, önceden veya vaktinde vermektir.)
Fitrenin miktarı, kişinin kendi yediğinin ortalamasından, bir günlük; yani iki öğünlük yemek bedelidir. En azı camilerin girişlerinde ilan edilir. Ancak, mümkünse o miktarın da üstüne çıkmaya çalışmak akıllıca bir iştir. Çünkü sene içerisinde vereceğimiz hiçbir sadaka bunun yerini tutmayacaktır. Rahatsızlığından dolayı oruç tutma imkanı olmayanların vereceği oruç fidyeleri de aynı miktardadır.
Fitrenin veriliş yerleri zekat ile aynıdır.
Peygamber Efendimiz(sav) bayram namazını kılmazdan evvel eshâbına sadaka-i fıtır ile emreder ve “Muhakkak sadaka-i fıtrını veren kurtuldu” meâlindeki (A’la süresi 14.) âyet-i kerîmeyi okurlardı. Ayrıca hadîs-i şeriflerinde de fitre ile alakalı olarak şöyle buyururlardı: ”Sadaka-i Fıtır, Oruçlu için hatalı ve çirkin sözlerden temizlik, yoksullar için yemektir. Kim onu bayram namazından önce verirse o makbul bir sadakadır, kim de bayram namazından sonra verirse o sadakalardan (herhangi) bir sadakadır.”
“Ramazan orucu, semâ ile arz arasında askıdadır. Oradan yukarı ancak sadaka-i fıtır ile yükselir.”
“Sadaka vermek malı eksiltmez. Kul başkalarının hatalarını bağışladıkça Allah’da onun şerefini artırır, Kul Allah için tevazu gösterdikçe Allah da onu yükseltir.” (Müslim, Birr 69)
“Sadaka belâları defeder, ömrü uzatır, kötü ölüme mani olur.”
”Sadaka vermekte acele edin, çünkü, bela sadakayı geçemez.”