Palavracının biri başına topladığı üç beş cahile
karşı övünüp duruyormuş:
– İşte ben böyle güçlü ve maharetli bir adamım.Evet ben Halep’te bulunduğum sıralarda altmış arşın uzağa atlamış bir kimseyim!…
Hoca da bu sırada oradan geçiyormuş. Palavracının yanına yaklaşıp:
– Yaa demiş demek sen altmış arşın atlarsın.Haydi atla da görelim.
Adam hık mık etmiş. “Ama demiş ben Halep’te
atladım…” Hoca kızmış:
– Canım demiş, Halep oradaysa arşın burada!?
***