KİŞİ SABIR İLE BULUR KEMALİ
İSM-İ AZAM’LA DEĞİŞTİRİLİR Mİ HİÇ DÜNYA MALI?
- Kişinin olgunluğu, öfkeye yenilmemesinden bellidir. Eğer öfkelenirse, aklı öfkeye yenilmemelidir. Nefsi aklına galip olan kimsenin öfkesi, onun akıl gözünü bağlar. Aklı nefsine galip olan kimse öfkelenince de, aklı nefsine galip gelerek susar. Öyle ki onun öfkelendiğini kimse anlamaz bile. Nizamülmülk
Birisi kibar-ı evliyadan bir zat-ı şerife derviş olmuş ve uzun müddet o şeyh-i azize hizmet etmişti. Birgün konuşuyorlarken, hazret-i şeyh, dervişinden bir isteği olup olmadığını sordu. Bundan cesaret alan derviş kendisine İsm-i Azam’ın talim buyurulmasını niyaz etti. Şeyh:
-Kendinde İsm-i Azam’ı öğrenmeye ehliyet görüyor musun? diye sorunca derviş hiç düşünmeden:
–Evet efendim, cevabını verdi. Şeyh, bunun üzerine ona:
-Filan yere git, hiç konuşmadan orada otur. Neler görürsen, dönüşünde bana anlat! emrini verdi.
Derviş, şeyhinin emrettiği yere gitti, bir müddet oturup çevresine bakındı. Nur yüzlü bir ihtiyarın merkebine odun yüklemiş olduğu halde geldiğini gördü. Tam bu sırada başka biri meydana çıktı ve o nur yüzlü ihtiyarın sakalından tutarak dövmeye başladı. Bu yetmiyormuş gibi zavallı ihtiyarın getirdiği odunları da aldı ve gitti.
Bizim derviş geri döndü ve gördüklerini olduğu gibi şeyhine anlattı. Şeyh hazretleri kendisine sordu:
-İsm-i Azam’ı bilseydin, o ihtiyarı döven ve odunlarını alıp giden adama ne yapardın? Derviş hemen cevap verdi:
– O zalimi helak etmek için okur ve zavallı ihtiyarın odunlarını kendisinden alarak sahibine iade ederdim, deyincee şeyh gülümsedi.
-Senin gibi sabırsız ve merhametsiz birisine İsm-i Azam’ı talim etmek caiz değildir. Bir merkep ve bir yük odun için, adam öldürülmez. Ey oğul, bilmiş ol ki, ben İsm-i Azam’ı senin dayak yediğini ve odunlarının elinden alındığını gördüğün zat-ı muhteremden talim edip öğrendim.
Kaynak : Beyaz Sır(Hızır’a ve Huzura Kavuşturan Esmaül Hüsna) Sayfa 12